DENETİM GÖREVİNİN YAPILMASINA ENGEL OLANLAR HAKKINDA UYGULANACAK ADLİ VE İDARİ İŞLEMLER

OĞUZHAN DEMİRHAN 25.08.2020

 

DENETİM GÖREVİNİN YAPILMASINA ENGEL OLANLAR HAKKINDA UYGULANACAK ADLİ VE İDARİ İŞLEMLER

 

        Giriş

        5510 sayılı Kanunun 59. MaddesindeKurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. İşverenler ve sigortalılar ile işyeri sahipleri, tasfiye ve iflâs idaresinin memurları, işle ilgili gerçek ve tüzel kişiler, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarına bilgi verilmek üzere çağrıldıkları zaman gelmek, gerekli olan defter, belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek, görevlerini yapmak için her türlü kolaylığı sağlamak ve bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler. Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları görevlerini yaparken, tüm kamu görevlileri gerekli kolaylığı gösterir ve yardımcı olurlar” hükmü yer almaktadır.

         Anılan hükme istinaden; denetim görevini icra için gerek mahallinde gerekse çalışma alanlarında görev yapan Kurumumuzun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarına, Kamu kurum ve kuruluşları , gerçek ve tüzel kişiler, işverenler, iflas ve tasfiye ile görevli memurlar;  her türlü kolaylığı sağlamak, istenilen bilgi ve belgeleri göstermek, beyanda bulunmaya davet edildiklerinde bu davete icabet etmek, görevin gecikmesine neden olmamak zorundadırlar. Bu kurallara uyulmaması durumunda, fiili işleyenler hakkında 5510 sayılı Kanunun 102. Maddesinde yazılı idari para cezalar uygulanacaktır.

      Yukarıda yazılı zorunluluklara uyulmamasının, cebir ve tehdit yolu ile işlenmesi halinde ayrıca 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 265. Maddesi “Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” ilgili usul ve esaslar takip edilmek suretiyle uygulanabilecektir.

      A-Denetime Engel Olunmasına İlişkin Eylemler ve İdari Para Cezası

      5510 Sayılı Kanunun 102. Maddesinin ( ı ) bendinde;

      Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının;

       1-Bu Kanunun uygulanmasından doğan inceleme ve soruşturma görevlerini yerine getirmeleri sırasında işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler görevlerini yapmasına engel olamazlar; engel olanlar hakkında eylemleri başka bir suç oluştursa dahi, asgari ücretin beş katı tutarında idari para cezası uygulanır.

      2- Görevlerini yapmasını engellemek amacıyla cebir ve tehdit kullanan işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde Türk Ceza Kanununun 265 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre cezalandırılır. Bu suçu işleyenler hakkında ayrıca asgari ücretin on katı tutarında idari para cezası uygulanır.

        Örnek 1- 17/11/2017 tarihinde A işyerinde sigortasız işçi çalıştırıldığı yönündeki şikayeti incelemek amacıyla ilgili işyerinde Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurunun engellenmesi halinde; 1.777,50 x 5 = 8.887,50 TL= 8.887,00 TL idari para cezası uygulanacaktır.

       İlgili işyerindeki kişilerin denetim ve kontrolle görevli kişiye karşı cebir kullanması halinde ise; 1.777,50 x 10 = 17.775,00 TL idari para cezası uygulanacak ve kişiler hakkında Türk Ceza Kanunun 265 inci maddesinin durumuna uygun bendine göre işlem yapılması sağlanacaktır.[1]

        Önemli Not: Yukarıda yer alan fiili işleyenlerin; gerçek kişi işveren, adi ortaklığın ortakları, tüzel kişi işverenin sahip ve ortakları olması halinde tahakkuk ettirilecek cezalar mevcut işyeri dosyası üzerinden takip ve tahsil edilecektir.

       Önemli Not: Yukarıda yer alan fiili işleyenlerin; işyeri çalışanları veya üçüncü kişiler olması halinde idari  para cezaları, bu kişiler adına tahakkuk ettirilerek oluşturulacak sanal işyeri dosyası üzerinden takip ve tahsil edilecektir.

       Örnek 2- Kurumun denetim ve kontrolle görevli memuru A işverenine ait işyerine 20/10/2017 tarihinde denetime gitmiş ancak işverenin işyerinde bulunan eşi ile işyerinde çalışan (B) denetime engel olmuştur. Bu durumda denetime engel olan işverenin eşi ile çalışan (B) hakkında 102 nci maddenin (I) bendinin (1) numaralı alt bendine göre ayrı ayrı asgari ücretin beş katı tutarında idari para cezası uygulanacaktır. [2]

           

           B- İstenilen Bilgi ve Belgelerin Kurumca/ Protokolde Belirlenen Süre İçinde Kuruma Bildirilmemesi

             Kişilerin  sosyal güvenliğinin sağlanması amacıyla;  gerek Kurum üniteleri tarafından gerekse de Kurumun denetim ve kontroller görevlendirilmiş memurları tarafından ilgili resmi veya özel kurum ve kuruluşlardan,  hem protokol hem de protokol dışında istenilen bilgi ve belgelerin  süresi içerisinde gönderilmemesi/ibraz edilmemesi/incelemeye sunulmaması hallerinde 5510 sayılı Kanun’un 102. Maddesinin (i) numaralı alt bendi kapsamında idari para cezası uygulanacaktır.

            Önemli Not:  İlgili kurumlardan istenilen bilgi, belge ve kayıtların geç verilmesi, hiç verilmediği anlamına gelmektedir. Bu durumda Kanun’da belirtilen cezalar aynen uygulanacaktır.

            Önemli Not: Bankalar Ve Kamu İdareleri Tarafından Yapılacak Olan Sigortalılık Kontrolü İle Kurum Ve Kuruluşlardan Bilgi Ve Belgelerin Alınmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre istenilen bilgi ve belgeler; Kurum tarafından kişilerin sosyal güvenliklerinin sağlanması,  6183 sayılı Kanuna göre Kurum alacaklarının takip ve tahsili ile Kanunla Kuruma verilen görevlerin yerine getirilmesiyle sınırlıdır.

         Önemli Not: Kurumca istenen bilgi ve belgelerin verilmesinde, özel kanunlardaki yasaklayıcı ve sınırlayıcı hükümler dikkate alınmaz. Devletin güvenliği ve temel dış yararlarına karşı ağır sonuçlar doğuracak haller ile özel ve aile hayatının gizliliği ve savunma haklarına ilişkin hükümler saklıdır.

         Önemli Not: Kurumca istenen bilgi ve belgelerin verilmesinde, özel kanunlardaki yasaklayıcı ve sınırlayıcı hükümler dikkate alınmaz.

            Bankalardan gerçek ve tüzel kişilere ait istenen bilgiler 5411 sayılı Kanunun 73 üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince sırrın ifşası kapsamında değerlendirilemez.

            Maliye Bakanlığına bağlı kurum ve kuruluşlardan gerçek ve tüzel kişilere ait istenen bilgi ve belgeler vergi mahremiyeti kapsamında değerlendirilemez.

           C-  Adli İşleme Konu Eylemler ve TCK 265. Maddesi

           Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarının  görevlerini ifa ederken, görevin ifasının cebir ve tehdit kullanarak engellemeye çalışan; işverenler, işyeri sahipleri, işyeri çalışanları ve bu işle ilgili diğer kişiler,  Türk Ceza Kanunun 265.  Maddesine göre Görevi Yaptırmamak İçin Direnme Suçunun maddi ve manevi unsurlarını işlemiş olarak değerlendirilerek haklarında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır.

          Türk Dil Kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğüne göre, "gözdağı verme" anlamına gelen tehdit, bir kimsenin bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bildirilmesidir. Bu bildirimin sözlü olması mümkün olduğu gibi başka yollarla ve bu bağlamda davranışlar yoluyla da yapılması mümkündür. Bu sebeple tehdit suçu, söz, yazı, resim, şekil veya işaret ile de işlenebilecek bir suç olup önemli olan gerçekleştirileceği belirtilen haksızlığın mağdurun bilgisine ulaştırılmasıdır. (M.Emin Artuk- A.Gökcen-A.Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Turhan Kitabevi, Ankara, 6. bası, s.100).

         Tehdidin, mağdurun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya objektif olarak elverişli olması yeterli olup, saldırının kişinin veya başkasının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına, belirli bir ağırlıkta olmak kaydıyla malvarlığına veya bunlar dışındaki sair bir kötülüğe yönelik olması gereklidir. Suçun oluşabilmesi için de mağdurun iç huzurunun bozulup bozulmadığının veya mağdurun bundan korkup korkmadığının ayrıca araştırılmasına gerek yoktur. Önemli olan failin tehdidi oluşturan fiili "korkutmak amacıyla" yapmış olmasıdır. (MAJNO, C.II, s.127; A.Pulat Gözübüyük, Mukayeseli Türk Ceza Kanunu, 5. Bası, C.II, s. 517 ve 873)

         Türk Dil Kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğüne göre, "zor, zorlayış" anlamlarına gelen cebir ise; suç olarak düzenlendiği 108. maddesinin gerekçesinde "kişiye karşı fiziki güç kullanmak suretiyle, onun veya bir üçüncü kişinin iradesi ve davranışları üzerinde zecrî bir etki meydana getirilmesidir" şeklinde tanımlanmıştır.

          Cebre maruz kalan kişi, bu fiziki gücün meydana getirdiği acının etkisiyle belli bir davranışta bulunmaya zorlanmaktadır. Cebrin oluşması için mağdurun irade oluşturma ve iradi hareket serbestisini ihlale elverişli bir fiziki kuvvet kullanımı yeterlidir. (Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 2. Baskı, Adalet Yayınevi, Ankara, 2015, s. 387)

          Önemli Not: Yargıtay 18. Ceza Dairesi Esas: 2015/19643 K:2017/5565

          Görevi yaptırmamak için direnme suçuyla korunan hukuki yarar, kamu idaresinin güvenilirliği ve işleyişi olup; bu suçta, kamu faaliyetlerine kişilerin saygı göstermelerinin sağlanması ve kamu görevlerinin yerine getirilmesini, dolayısıyla da kamu görevini yerine getirenleri engellemeye yönelik fiillerin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. TCK'nın 265. maddesinde düzenlenen ve seçimlik hareketli bir suç olan görevi yaptırmamak için direnme suçunda, kamu görevlisinin görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit niteliğindeki davranışların yanı sıra engellenmek istenen işin o kamu görevlisinin görevine giriyor olması gerekir. Görevli ve yetkili olmadığı halde işlem yapmak isteyen kamu görevlisine direnme halinde TCK'nın 265. maddesinde tanımlanan suç oluşmaz.

           Önemli Not: Yargıtay 18. Ceza Dairesi  Esas: 2015/20769 Karar: 2017/339

           Görevi yaptırmamak için direnme suçunun oluşması için cebir veya tehdidin kamu görevlisine karşı göreve başlamadan veya başladığı sırada veya görevin icra edildiği sırada yapılması gerekir. Görevin yapılmasından sonra gerçekleştirilen cebir veya tehdit TCK'nın 265. maddesinde yazılı suçu oluşturmaz. Fiilin niteliğine göre TCK'nın 86, 106. maddelerinde yazılı suçlar oluşabilir.

           

           Sonuç

           Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarının görevlerini ifa ettikleri sırada, karşılaşabilecekleri tüm olumsuzluklar ve zorlukların bertaraf edilmesi ve kamu hizmetlerinin güvenli bir şekilde yerine getirilebilmesi amacıyla yürürlüğe konulan kanunlar temelde Kamu güvenliğinin etkin yürütülmesi amacına hizmet etmektedir.  Kurumun prim kaybının, sigortalılarımıza yapılacak yadım ve ödemelerin zamanında ve istenilen düzeyde yapılmasını engelleyecektir. Bu nedenle, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesi, sigortalılarımızın,  hak sahiplerinin, işverenlerin; yeterli, adil ve eşit düzeyde hizmet almasını sağlayacak şekilde, tüm paydaşlarımızın denetim ve kontrolle görevli memurlara yardımcı olmalarını sağlamayı ilke edinmesi önemlidir.       

 

[1] 2020/08 Sayılı SGK Genelgesi

[2] A.g.e, s. 70.