TÜRKİYE ÜCRETLİ YOKSULLUĞUN VERGİ ADALETİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZ

Yoksulluk kavramı her ne kadar çalışmama haline bağlı maddi yoksunluğu açıklasa da, günümüzde çalışan kesimin çoğunluğu bu sorun ile karşı karşıya kalmaktadır. Türkiye’deki iş gücü ve SGK istatistikleri incelendiğinde, ücretli çalışanların çoğunlukla asgari ücret ve asgari ücretin %10 civarında ücret geliri elde ettiği görülmektedir. Ele geçen bu ücret, çalışanların kendisine ve ailesine yetecek düzeyde ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olamamaktadır. Türk-İş, DİSK-AR tarafından düzenli olarak açıklanan açlık ve yoksulluk sınırlarına ilişkin raporlarda, Türkiye’de çalışan ücretli kesimin %63’ü açlık sınırında veya çok az üzerinde gelir elde etmektedir.  Dolayısıyla ücretli çalışanlar yoksul sayılmak için bile yeterli gelire sahip değillerdir.  Vergi adaletinin sağlanması açısından; ücretli çalışanların, ödeme gücünün doğru bir şekilde tespit edilmesi büyük önem arz etmektedir. Türk vergi sistemin içerisinde dolaylı vergilerin ağırlığı, ücretliler üzerindeki vergi baskısını arttırarak onların yoksulluğunu kalıcı hale getirmektedir. Bu durumda yoksulluk ücretliler için bir yazgı haline gelecektir. Çalışmamız, vergi adaleti açısından ücretli yoksulluğun durumunu analiz etmek için hazırlanmıştır.

ABSTRACT

Although the concept of poverty explains the lack of material due to the state of non-working in a paid job, the majority of working people today face this problem. When the labor force and Social Security Agency statistics in Turkey are examined, it is seen that waged workers mostly earn minimum wage or approximately 10% above of the minimum wage. This wage cannot help to meet the needs of the workers in a way that is sufficient for them or for their family. In the reports on the hunger and poverty limits that regularly announced by TURK-IS, DISK-AR, it can be seen that 63% of the wage earners working in Turkey live on the hunger line or above that by a very little percent. Therefore, paid employees do not have enough income to be even considered as poor. In terms of ensuring tax justice; it is of a great importance to accurately determine the solvency of waged workers. The weight of indirect taxes within the Turkish tax system increases the tax pressure on the wage earners, making their poverty permanent. In this case, poverty will become a destiny for the wage earners. Our study is prepared to analyze the state of wage poverty in terms of tax justice.

Abonelik veya Satın Alma Gerekiyor!

Bu makalenin devamını okuyabilmek için giriş yapmanız, satın almanız veya abone olmanız gerekmektedir.

Makaleyi Satın Al / 10 TL Abonelik Paketleri