TARIM İŞLERİNDE HİZMET AKDİ İLE SÜREKSİZ İŞLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENLİKLERİ

ÖZ

Ülkemizde tarım işlerinde hizmet akdi ile süreksiz işlerde çalışanların sosyal güvenliklerinin sağlanmasına ilişkin çabalar 1980’li yıllara kadar geri gitmektedir. Bu konuda ilk adım 01/01/1984 tarihinde yürürlüğe giren 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu ile atılmıştır. Ancak, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 2008 yılı Ekim ayı başı itibariyle 2925 sayılı Kanun kapsamında ilk defa sigortalı olacakların tescil imkânı ortadan kaldırılmıştır. Öteden beri kapsamda olanların ise sigorta primlerini ödeyerek 2925 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılıklarını devam ettirmelerine imkan tanınmıştır. 2008 yılı Ekim ayı başından itibaren süreksiz tarım işlerinde hizmet akdi ile çalışanlar isteseler bile 2925 sayılı Kanun uyarınca sosyal güvenlik kapsamına girememişlerdir. Bu durum 01/03/2011 tarihine kadar sürmüş, 6111 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’a ek 5 inci madde ilave edilerek, bu tarihten itibaren süreksiz tarım işlerinde hizmet akdi ile çalışanlara özel koşullarda ve isteğe bağlı olarak yeniden sosyal güvenlik kapsamına girme olanağı tanınmıştır.

Esasen kamu ya da özel sektörde tarım işlerinde sürekli olarak hizmet akdi ile çalışanlar zorunlu olarak 4/1-a statüsünde sigortalı sayılmaktadır. Kamu idarelerinde süreksiz tarım işlerinde hizmet akdi ile çalışanlar da zorunlu olarak sigortalı sayılmakla birlikte, 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamı dışında kalanlar 5510 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi uyarınca zorunlu sigortalı sayılmamıştır. Bir bütün olarak, tarım işlerinde hizmet akdi ile süreksiz işlerde çalışanlardan isteğe bağlı olarak 2925 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamına girenler 4/1-a statüsünde sigortalı sayılmaktadır.

Süreksiz tarım işlerinde hizmet akdi ile çalışan sigortalıların sayısında yıllar itibariyle önemli değişiklikler olmuştur. 2925 sayılı Kanun ve 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamındaki toplam sigortalı sayısı 2012 yılında 85.717 iken, 2019 yılında 41.108 olmuştur. 2009 yılında sadece 2925 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalı sayısının 178.541 olduğu dikkate alındığında, sigortalı sayısındaki azalma oldukça çarpıcıdır. Sigortalı sayısındaki bu azalmanın marjinal nitelikli süreksiz tarım işlerinde çalışanların sektör değiştirmeleri, kendi nam ve hesabına bağımsız olarak tarım işleri ile uğraşmaya başlamaları, prim ödeme güçlerinin düşüklüğü, zorunlu değil de isteğe bağlı bir sigortalılık uygulaması olması gibi sebeplerinin bulunduğu söylenebilir.

Hem 2925 sayılı Kanun hem de 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamında olanlar hakkında kısa vadeli sigorta kollarından sadece iş kazası ve meslek hastalığı sigortası, uzun vadeli sigorta kollarının tamamı ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmaktadır. Bunlar hakkında hastalık sigortası ile analık sigortası hükümleri ise uygulanmamaktadır.

Anahtar Kelimeler: Süreksiz İş, Tarım İşi, Hizmet Sözleşmesi, Sosyal Güvenlik.

ABSTRACT

Efforts to ensure social security of those working in casual works in agriculture with service contract dates back to 1980s in our country.  The first step in this regard was taken along with the Law No. 2925 on Social Insurance for Agricultural Workers which entered into force on 01/01/1984. On the other hand, as of the beginning of October, 2008 when the Law No. 5510 on Social Insurance and Universal Health Insurance entered into force, opportunity of registering an insurance holder for the first time in the scope of the Law No. 2925 was eliminated. Insurance of those under this scope since before now continued in the scope of the Law No. 2925 by paying their insurances. As of October, 2008, those working in casual agricultural works with service contract couldn't be covered by the social security in line with the Law No. 2925 even they wanted to. This situation continued in this way until 01/03/2011 and by adding the additional 5th Article into the Law No. 6111 and the Law No. 5510, those working in casual agricultural works with service contract were given opportunity of being covered by the social security again as of this date under special conditions and optionally.

In fact, those working permanently in agricultural works in public or private sector with service contract are deemed to be compulsory insured persons under 4/a status. Those working in casual agricultural works in public administrations with service contract are deemed to be compulsory insured people and those excluded from the additional 5th Article of the Law No. 5510 are not deemed to be compulsory insured people pursuant to the Article 6 of the Law No. 5510. As a whole, those working in agricultural works with service contract casually and covered by the additional 5th Article of the Law No. 5510 and the Law No. 2925 optionally are deemed to be insurance holders under 4/a status.

Over the years, the number of insurance holders working in casual agricultural works with service contract has changed significantly. While the total number of insurance holders under the additional 5th Article of the Law No. 2925 and the Law No. 5510 was 85.717 in 2012, this figure was 41.108 in 2019. Considering that the number of insurance holders in the scope of the Law No. 2925 was 178.541 in 2009, the decrease in the number of insurance holders is quite striking. The reasons of this decrease in the number of insurance holders can be explained by the fact that those working in marginal qualified casual agricultural works change sector, they start to deal with agricultural works on behalf of their own and account independently, they have difficulty in premium payment and insurance application is not obligatory but optional.

For those covered by the additional 5th Article of both the Law No. 5510 and the Law No. 2925, only work accident and occupational disease insurance among short term insurance branches, all of long term insurance branches and provisions of general health insurance are applied. On the other hand, provisions of disease insurance and maternity insurance are not applied for them.

Keywords: Casual Work, Agricultural Work, Service Contract, Social Security.

GİRİŞ

          Sosyal güvenliğin temel ilkelerinden birisi genelliktir. Yani sosyal güvenliğin toplumun tüm bireylerine yaygınlaştırılmasıdır[1]. Ülkemizde bu konuda tarihsel olarak önemli adımlar atılmış, sürekli çalışması olmayanlar, marjinal sayılacak işlerde çalışanlar ve özellikle tarım sektöründe çalışanların kapsama alınmasında zorluklar yaşanmıştır. Sosyal güvenliğin sosyal riskler açısından da kapsamı genişlemektedir. Ülkemizde, ILO’nun kabul ettiği dokuz sosyal sigorta riskinden aile ödenekleri sigortası hariç sekiz risk sosyal güvenlik kapsamına alınmıştır. Öte yandan, Almanya, Hollanda, Japonya gibi gelişmiş ülkelerde “bakım sigortası” ile “dulluk sigortası” gibi yeni sosyal sigorta dalları yaşama geçirilmeye başlanmıştır[2].

          Türkiye’de ise sosyal güvenlik reformu sonrasında bile özel sektöre ait tarım veya orman işlerinde hizmet akdi ile süreksiz olarak çalışanlar zorunlu sigortalı sayılmamıştır. 5510 sayılı Kanunda; “Kamu idarelerinde ve Kanunun ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler ile 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanlar, bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında, 4 ve 5 inci maddelere göre sigortalı sayılmamışlardır”[3]. şeklinde belirtilmiştir.

          Anlaşılacağı üzere kamu idarelerinde, tarım veya orman işlerinde hizmet akdi ile sürekli/süreksiz işlerde çalışanlar ile özel sektöre ait tarım veya orman işlerinde ücretle ve sürekli olarak çalışanlar 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a statüsünde zorunlu sigortalı sayılmakla birlikte, özel sektöre ait tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar zorunlu sigortalı sayılmamıştır[4]. Önceki dönemde, 506 sayılı Kanun’un mülga (3/1-A) maddesi uyarınca kamu sektörüne ait tarım ve orman işlerinde ücretle, özel sektöre ait tarım ve orman işlerinde ücretle ve sürekli olarak, tarım sanatlarına ait işlerde, tarım işyerlerinde yapılan ve tarım işlerinden sayılmayan işlerde, tarım işyeri sayılmayan işyerlerinin park, bahçe, fidanlık ve benzeri işlerinde çalışanlar, bu çalışmaları tarım işine benzese de zorunlu sigortalı sayılmıştır[5]. Özel sektöre ait tarım veya orman işlerinde hizmet akdi ile süreksiz olarak çalışanlar zorunlu sigortalı sayılmamıştır.

          Kişiler yönünden sosyal güvenliğin genişleme eğilimine bağlı olarak, 01/01/1984 tarihinde yürürlüğe giren 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu süreksiz tarım işlerinde hizmet akdi ile çalışanlara isteklerine bağlı olarak sosyal sigorta kapsamına girme olanağı tanımıştır. Ancak, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 2008 yılı Ekim ayı başı itibariyle 2925 sayılı Kanun kapsamında ilk defa sigortalı olarak tescil imkânı ortadan kaldırılmıştır. Öteden beri kapsamda olanların ise sigorta primlerini ödeyerek 2925 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılıklarını devam ettirmelerine imkan tanınmıştır. 2008 yılı Ekim ayı başından itibaren süreksiz tarım veya orman işlerinde hizmet akdi ile çalışanlar isteseler bile 2925 sayılı Kanun uyarınca sosyal güvenlik kapsamına girememişlerdir. Bu durum 01/03/2011 tarihine kadar sürmüş, sosyal güvenliğin genişleme eğilimi uyarınca 6111 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’a ek 5 inci madde ilave edilerek, bu tarihten itibaren süreksiz tarım işlerinde hizmet akdi ile çalışanlara özel koşullarda ve isteğe bağlı olarak yeniden sosyal güvenlik kapsamına girme olanağı tanınmıştır.

          Çalışmamızda 2925 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesinde düzenlenen, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanların sosyal güvenlik hakları karşılaştırmalı olarak incelenmiş, tespit edilen sorunlara ve çözüm önerilerimize yer verilmiştir.

 

  1. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

          İnceleme konumuz özel olarak tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanların sosyal güvenliğidir. Bu bakımdan tarım ve orman işlerinin neler olduğu, süreksiz iş/süreksiz çalışma ile hizmet akdi kavramlarının kısaca açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

  • Tarım İşi-Tarımsal Faaliyet

4857 sayılı İş Kanunu’nun 4 üncü maddesinin (b) fıkrası dikkate alınarak, 50’den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacak olmakla birlikte 51 ve üzeri işçinin çalıştığı işyerlerinde ise İş Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Tarım ve orman işletmelerindeki bitki ve hayvan üretimi, bakım ve yetiştirmesi dışında kalan işler İş Kanunu’na tabidir[6].

          Tarım ve orman işleri 4857 sayılı İş Kanunu’nun 111 inci maddesinin dördüncü fıkrası gereği Sanayi, Ticaret, Tarım ve Orman İşlerinden Sayılan İşlere İlişkin Yönetmelik eki (EK-I) ile düzenlenmiştir. Buna göre, tarım ve orman işlerinden sayılacak işler şunlardır:

  1. a) Her çeşit meyveli ve meyvesiz bitkiler; çay, pamuk, tütün, elyaflı bitkiler; turunçgiller; pirinç, baklagiller; ağaç, ağaççık, omca, tohum, fide, fidan; sebze ve tarla ürünleri; yem ve süt bitkilerinin yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı, araştırılması, bunlarla ilgili her türlü toprak işleri, ekim, dikim, aşı, budama, sulama, gübreleme, hasat, harman, devşirme, temizleme, hazırlama ve ayırma işleri, hastalık ve zararlılarla mücadele, toprak ıslahı, çayır, mera, toprak ve su korunması gibi işler.
  2. b) Ormanların korunması, planlanması (amenajman), yetiştirilmesi, işletilmesi, sınırlandırılması çalışmaları, bunlara ait alt yapı çalışmaları ile tohum toplama, fidanlık, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, etüt proje ve rehabilitasyonu, ormancılık araştırma ile milli park, orman içi dinlenme yerleri ve kent ormanlarının kurulması, bakım ve geliştirilmesi gibi işler.
  3. c) Her türlü iş ve gelir hayvanlarının (arı, ipek böceği ve benzerleri dahil) yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı ve bunlarla ilgili bakım, güdüm, terbiye, kırkım, sağım ve ürünlerinin elde edilmesi, toplanması, saklanması ile bu hayvanların hastalık ve asalaklarıyla mücadele işleri.
  4. d) 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kara ve su avcılığı ve üreticiliği ile bu yoldan elde edilen ürünlerin saklanması ve taşınması işleri.

5510 sayılı Kanun’da da tarımsal faaliyetin; kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde; ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini ve/veya bu ürünlerin yetiştiricileri tarafından; muhafazasını, taşınmasını veya pazarlanmasını ifade ettiği belirtilmiştir[7].

Üretme ve yetiştirme ile yakından ilgili işler tarım işlerinden sayılır. Bir kişi hem tarım işi hem de tarım dışındaki işleri görüyorsa üstün olan niteliğine göre görülen iş belirlenir[8]. Üretme ve yetiştirme sürecinin tamamlanmasından sonra yapılan işler tarım işi sayılmamaktadır[9]. Makine ile civciv üretme işi de tarımsal faaliyettir[10]. Tarım yoluyla elde edilmiş ürünlerin işlenmesine yönelik faaliyetler olan tarım sanatlarına ait işler de tarım işi olarak kabul edilmemektedir[11].  

  • Süreksiz İş

          Çalışma hayatında sürekli iş-süreksiz iş diye bir ayrım bulunmaktadır. Süreksiz iş ve sürekli iş ayrımında işçinin bir işte otuz günden az ya da fazla çalışması anlaşılmamalıdır. Anlatılmak istenen, niteliği bakımından otuz günden fazla ya da az süren işlerdir. Nitekim, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasında tanımlandığı üzere, “Nitelikleri bakımından en çok otuz iş günü süren işlere süreksiz iş, bundan fazla devam edenlere sürekli iş denir.” Süreksiz iş, 2925 sayılı Kanun’un uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin (3/e) maddesinde de aynı şekilde tanımlanmıştır[12]. Belirtelim ki, mevsimlik tarım işleri nitelikleri itibariyle kendiliğinden bir süre sınırı içerseler de sürekli işlerdendir. Ancak bir mevsimlik işin otuz iş gününden kısa sürmesi, onun sürekli olma niteliğini değiştirmez[13].

          Süreksiz iş tanımına 5510 sayılı Kanun’da yer verilmemiş olmakla birlikte 4857 sayılı Kanun’daki hükmün esas alınması yerinde olacaktır[14]. 4857 sayılı Kanun işin sürekli ve süreksiz iş ayrımını tarafların iradesinden bağımsız olarak işin niteliğini esas almak suretiyle objektif bir ölçüte bağlamıştır. Bu ölçüt uyarınca da işin fiilen kaç gün sürdüğü önemsizdir[15]. Önemli olan yapılacak olan işin objektif olarak kaç iş günü süreceğidir[16]. Ayrım, tarafların iradesi gibi sübjektif bir ölçüte bağlanmamıştır[17]. İşin sürekli olup olmadığının ayrımında, işin devam etmesi gereken süre dikkate alınmakta olup, işin fiilen devam ettiği sürenin burada bir önemi bulunmamaktadır[18]. Aslında süreksiz iş, işin fiilen devam ettiği veya tarafların kararlaştırdığı süreyle ilgili olmaksızın, genel hayat tecrübelerine göre işin devam edeceği düşünülen süreyi anlatır[19]. Yargıtay’a göre de fiilen en çok otuz iş günü süren işler süreksiz tarım işi sayılır, bu süreden fazla olanlar ise sürekli iştir[20].

          6831 sayılı Orman Kanunu’nun 40 ıncı maddesi gereğince Devlet ormanlarında ağaçlandır­ma, bakım, imar, yol yapımı, kesme, toplama, taşıma, imal gibi orman işleri; işyerinin ve işyerinde çalışacakların hangi mülki hudut ve orman teşkilatı hudutları içerisinde kaldığına bakılmaksızın, öncelikle iş yerinde veya civarındaki orman köylerini kalkındırma kooperatiflerine ve işyerindeki köylülere veya işyeri civarındaki orman işlerinde çalışan köylülere birim fiyat (vahidi fiyat) usulüne göre yaptırılmaktadır. Burada sözü edilen işle­rin orman köylüleri tarafından kurulan kalkındırma kooperatiflerine, köy tüzel kişiliklerine ve köylülere vahidi fiyat usulüne göre verilmesi halinde bu işler 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamında süreksiz iş sayılmaktadır[21].

  • Hizmet Akdi

          5510 sayılı Kanun uygulamasında 4/1-a statüsünde zorunlu sigortalılık hizmet akdi ile eylemli olarak çalışmaya bağlı iken, 2925 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi uyarınca isteğe bağlı sigortalılık da tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışılmasına bağlıdır. 5510 sayılı Kanun’da ayrı bir hizmet akdi ya da iş sözleşmesi (hizmet sözleşmesi) tarifine yer verilmemiş, Türk Borçlar Kanunu’nda tanımlanan hizmet akdi ve iş mevzuatında tanımlanan iş sözleşmesi veya hizmet akdi esas alınmıştır.

          Buna göre, “İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir”[22]. “Hizmet sözleşmesi, işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle iş görmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşmedir”[23]. Bu tanımlara göre iş sözleşmesinin unsurları bir işin görülmesi, işin bir ücret karşılığı görülmesi ve işin işverene bağımlı olarak görülmesidir.[24]

          Hizmet akdi ile çalışan birisinin 5510 sayılı Kanun’un 4/1-a statüsünde sigortalı sayılabilmesi için ise iş ilişkisinin kural olarak iş sözleşmesine dayanması, işin işverene ait işyerinde veya iş yerinden sayılan yerlerde yapılması, çalışanların “sigortalı sayılmayanlar” arasında bulunmaması ve bu koşulların aynı anda gerçekleşmesi zorunludur. İşverene ait işyerinde çalışma koşulunun, yeni çalışma biçimleri karşısında işverene ait iş organizasyonu kapsamında yerine getirilmesi olarak anlaşılması gerekmektedir.[25]

          İş sözleşmesini konusu iş görmek olan vekalet sözleşmesi, eser sözleşmesi gibi sözleşmelerden ayırt eden unsur ise bağımlılıktır. Bu bağımlılık kişisel ve hukuki olarak işverene bağımlılık olup, işverenin emir ve talimatlarına tabi olmayı ifade etmektedir. İş sözleşmesini belirleyen kriter hukuki-kişisel bağımlılıktır. İşveren ile işçi arasında hiyerarşik bir bağ vardır. İş sözleşmesine dayandığı için hukuki, işçiyi kişisel olarak işverene bağladığı için kişisel bağımlılık söz konusudur.[26] İş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini, işçinin işverenin talimatlarına göre hareket etmesi ve iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadır.[27]

          Bağımlılık, iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasında temel bir ilke olup, bu unsur, hizmetini işverenin gözetimi ve yönetimi altında yapmayı ifade eder. Önemli yön, işverenin her an denetim ve buyurma yetkisini kullanabilecek olması, çalışanın, edimi ile ilgili buyruklara uyma dışında çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte teknik ve hukuki bir bağımlılığın bulunmasıdır.[28] Bağımlılık iş sözleşmesini karakterize eden unsur olup, genel anlamıyla bağımlılık, hukuki bağımlılık olarak anlaşılmakta olup, işçinin belirli veya belirsiz bir süre için işverenin talimatına göre ve onun denetimine bağlı olarak çalışmasını ifade eder. İş sözleşmesinde bağımlılık unsurunun içeriğini, işverenin talimatlarına göre hareket etmek ve iş sürecinin ve sonuçlarının işveren tarafından denetlenmesi oluşturmaktadır.[29]

 

  1. 2925 SAYILI KANUN KAPSAMINDA OLANLAR

          2925 sayılı Kanun’da özel sektörde hizmet akdi ile süreksiz tarım işlerinde çalışanlar zorunlu sigorta kapsamı dışında bırakılmıştır. Kanun’da, bu kimselere sigorta işlemlerini kendileri yaparak ve primlerini kendileri ödeyerek sosyal güvence sağlanmıştır. Bu düzenleme ile işverenlerin özel sektör tarım işinde çalışan işçilerin sigortasını yapma zorunluluğu kaldırılmış ve tarım işçilerinin sosyal güvenliklerini sağlama konusunda yalnız bırakıldıkları ifade edilmiştir.[30] Söz konusu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamı dışında kalan ve bu kanunlara göre gelir ve aylık almayanlardan tarım işlerinde süreksiz olarak hizmet akdi ile çalışan ve 18 yaşını doldurmuş olanlar, istekleri halinde kapsama alınmışlardır.[31] 2925 sayılı Kanun’un en olumsuz tarafı kişilerin sigortalı olmalarını “isteklerine” bırakmış olmasıdır. Tarım işçilerinin sigortalılığının isteklerine bırakılması, kayıt dışı çalışmaları ortaya çıkarmıştır.[32]

          Öte yandan, 5510 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesi ile 2925 sayılı Kanun’un tarım sigortalısı olma ve sigortalılığın başlangıcına ilişkin 1 ila 5 inci maddeleri yürürlükten kaldırıldığından; 01/10/2008 tarihinden itibaren 2925 sayılı Kanun kapsamında yeni sigortalı tescili yapılamamakta, 01/10/2008 tarihinden sonra 2925 sayılı Kanun uygulaması bu tarihten önce prim ödeyen sigortalılarla sınırlı olmak üzere devam ettirilmektedir. 2925 sayılı Kanuna tabi olanlar da 4/1-a statüsünde sigortalı sayılmaktadır. Öte yandan, 2925 sayılı Kanun’a göre 01/05/2008-30/09/2008 tarihleri arasında ilk defa sigortalı olanlar hakkında ise 01/03/2011 tarihinden geçerli olmak üzere 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi hükümleri uygulanmaktadır.[33]

          2925 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi gereğince sigortalılık; a) Primlerini gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte ait olduğu yılı takip eden yılın Şubat ayı sonuna kadar ödemeyenlerin o yılın 1 Ocak gününden, b) Sigortalılıklarına devam etmek istemediklerini Kuruma yazılı olarak bildirenlerin, bu bil­dirimin Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihi izleyen yılbaşından, c) 5510 sayılı Kanuna ve 506 sayılı Kanun’un geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıklara tabi ola­rak çalışmaya başlamaları nedeniyle prim veya kesenek kesilmeye başladığı tarihten itibaren sona erecektir.[34]

          Belirtelim ki, tarım işlerinde fiilen çalışmadığı anlaşılanların tarım sigortalı­lıkları da sona erdirilmektedir. Bu sebeple de, 2925 sayılı Kanun kapsamında iken askerlikte, tutuklulukta veya hükümlülükte geçirilen süreler bu kapsamda sigortalılık süresi olarak değerlendirilmemektedir. Keza, tarım sigortalılığının devam edebilmesi için sigortalıların tescil edildikleri il sınırları içinde çalışmaları esastır. Ayrıca, 2925 sayılı Kanun’a tabi sigortalılığı devam etmekte iken 5510 sayılı Kanun’un 50 inci maddesine göre isteğe bağlı sigortalı olmak isteyenler ile 5510 sayılı Kanun’un ek 5 ve ek 6 ncı maddelerine tabi sigortalı olmak için talepte bulunanların tarım sigortalılıkları sona ermeden isteğe bağlı si­gortalılık talepleri ile ek 5 ve ek 6 ncı maddeye göre sigortalılık talepleri kabul edilmemektedir. Dahası, yurtdışında ikamet edenlerin tarım işlerinde süreksiz olarak çalıştıklarından bahsedilemeyeceğinden bu sürede 2925 sayılı Kanun’a tabi sigortalılıkları bulunanların sigortalılıkları iptal edilmektedir. Yurt dışında çalışan veya ikamet etmelerin­den dolayı 2925 sayılı Kanun’a tabi sigortalılıkları sonlandırılanların, ikametlerini ülkemize taşısalar dahi, 2925 sayılı Kanun’a tabi sigortalılıkları yeniden başlatılmayacaktır. İkameti Türkiye’de olup yurda giriş çıkış yapanların ise 2925 sayılı Kanun’a göre sigortalılıkları devam ettirilecektir.[35]

          2925 sayılı Kanun’a tabi olanlar hakkında, kısa vadeli sigorta kollarından iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri ile uzun vadeli sigorta kolları olan malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası hükümleri uygulanmaktadır. Bununla birlikte sosyal sigorta yardımlarında bazı sınırlamalara gidildiği söylenebilir. Şöyle ki; bunlar hakkında analık ve hastalık sigortası uygulanmamaktadır. İş kazası sonucunda sağlık yardımlarından faydalanmak için iş kazası olduğu tarihten en az 3 ay önce sigortalının tescil edilmiş olması gerekmektedir.  Ölüm aylığı ya da geliri alan kız çocuklarına evlenmeleri halinde evlenme yardımı (ödeneği) adı altında ödeme yapılmamaktadır.[36]

          İş kazası ve meslek hastalığı sigortasından; sağlık yardımı verilmesi, sürekli iş göremezlik hallerinde kendisine ve ölümü halinde hak sahiplerine gelir bağlanması, yine ölen sigortalının hak sahiplerine cenaze ödeneği verilmesi ile protez, araç ve gereç sağlanması yardımları yapılmaktadır. Daha önce, ölen sigortalının ana ve babası hak sahibi sayılmadığından bunlara ölüm aylığı ve ölüm geliri bağlanmamakta ve ölüm toptan ödemesi yapılmamaktayken, sadece eş ve çocuklara aylık ya da gelir bağlanmaktaydı. 5510 sayılı Kanun ile birlikte ise 2925 sayılı Kanun’un 39 uncu maddesinde yapılan değişiklik ile ana ve babalar da hak sahibi sayılmaya başlanmıştır.

          2925 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olanlar için prim oranı %20 iken, 5754 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile bu oran %32,5’e çıkarılmıştır. “Bu Kanun’un gerektirdiği her türlü yardım ve ödemeler için sigortalılardan %12,5'i genel sağlık sigortası primi olmak üzere %32,5 oranında prim alınır.”[37] Prime esas kazanç tutarı 5510 sayılı Kanun’un 82 nci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen prime esas kazancın alt sınırıdır.[38] 5510 sayılı Kanun gereğince alınacak prim ve verilecek ödeneklerin hesabına esas tutulan günlük kazancın alt sınırı ise sigortalıların yaşlarına uygun asgarî ücretin otuzda biridir.[39] Aylık prime esas kazanç tutarı ise aylık asgari ücret olmaktadır. Bunun üzerinde bir matrahtan prim ödenmesi söz konusu değildir.

          Alınacak prim hesabına esas gün sayısı, her ay için 15, bir tam yıl için 180 gündür.[40] 2925 sayılı Kanun’a göre 01/05/2008-30/09/2008 tarihleri arasında ilk defa sigortalı olanlar hakkında 01/03/2011 tarihinden geçerli olmak üzere 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi hükümleri uygulanacağı gibi, bu tarihten itibaren 2011 yılında geçerli olan prime esas günlük kazanç alt sınırının on sekiz katı üzerinden başlanılarak, takip eden her yıl için bir puan artırılmak suretiyle otuz katını geçmemek üzere prim alınacak, bunların aylık bağlamaya esas prim gün sayıları 2011/Mart ayı ve takip eden aylar için 30 gün, prime esas kazançları ise fiilen bildirilen kazanç üzerinden dikkate alınacak.[41] 2011/Mart ayın­dan önceki aylar için gün sayıları ise 15 gün olarak işlem görecektir.

 

  1. 5510 SAYILI KANUN’UN EK 5 İNCİ MADDESİ KAPSAMINDA OLANLAR

 

  • Sigortalı Sayılanlar

          Kamu idarelerinin tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalıştırılanlar hariç olmak üzere, 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri ile isteğe bağlı sigortalılık hükümleri (isteğe bağlı iştirakçilik dahil) ve 506 sayılı Kanun’un geçici 20 nci maddesi ile 2925 sayılı Kanun kapsamında sigortalı olmayan, kendi sigortalılıklarından dolayı bu kanunlara göre gelir veya aylık almayan ve 18 yaşını doldurmuş olanlardan; tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanlar, örneği Kurumca hazırlanan ve Kurumca belirlenen ilgili muhtarlık, birlik, kuruluş, il veya ilçe tarım müdürlükleri tarafından usulüne uygun olarak düzenlenip onaylanmış belgeleri ile talepte bulundukları tarihten itibaren sigortalı sayılırlar.[42] Belirtelim ki, tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanlar 4/1-a kapsamında sigortalı sayılmaktadır. 2925 sayılı Kanun’a göre 01/05/2008-30/09/2008 tarihleri arasında ilk defa sigortalı olanlar hakkında ise 01/03/2011 tarihinden geçerli olmak üzere 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi hükümleri uygulanmaktadır.[43]

          5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi (kendi adına ve hesabına bağımsız olarak tarımsal faaliyette bulunanlar) kapsa­mında sigortalı olup, yıllık tarımsal faaliyet gelirleri içindeki kazancının asgari ücretin altına düştüğünü “Sigortalılık Muafiyet Bel­gesi” ile belgeleyenler de ek 5 inci maddeye göre sigortalı olabilirler. Dahası, hizmet akdi unsurlarını taşımayan köy ve mahallelerde sürü yöneticiliği (çobanlık) faaliyeti yapanlar da, talep etmeleri halinde bu kapsamda sigortalı sayılmışlardır.[44]

          Öte yandan, tarla, bağ ve bahçe gibi gayrimenkullere ait tapu kaydı olanların 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamında sigortalı olmasını engelleyen bir hüküm bulunmadığı gibi, bunların 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca zorunlu sigortalı sayılmasının da bir gerekçesi değildir.[45] Zira, sırf tapu kaydı olanlar değil bağlı oldukları ziraat odası ya da il/ilçe tarım müdürlüklerinde bağımsız olarak tarımsal faaliyet yürüttüklerine dair kayıtları olanlar 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca zorunlu sigortalı sayılmaktadır.

          Anlaşılacağı üzere 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesinde yer alan sigortalılık, kişilerin kendi isteğine bırakılmış olup zorunlu değildir. Özel sektöre ait tarım veya orman işlerinde hizmet akdi ile süreksiz olarak çalışanların gelir düzeylerinin düşük olduğu göz önüne alındığında, bu kimselerin sigortalı olmayı istemelerinin zor olduğu söylenebilir. Bu sebeple de sosyal güvenlik hakkına ulaşmalarının ve sosyal güvenceden yararlanmalarının oldukça zorlaştırıldığı görülmektedir.[46]

          SGK İstatistik Yıllıklarından görüleceği üzere, 2925 sayılı Kanun ve 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamındaki toplam sigortalı sayısı 2012 yılında 85.717 iken, 2019 yılında bu sayı 41.108’e düşmüştür. 2009 yılında sadece 2925 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalı sayısının 178.541 olduğu dikkate alındığında, sigortalı sayısındaki azalma oldukça çarpıcıdır. Kendi adına ve hesabına bağımsız olarak tarımsal faaliyette bulunan 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki zorunlu sigortalı sayısında da aynı şekilde azalma bulunmaktadır: 2009 yılında 1.016.692 olan sigortalı sayısı, 2015 yılında 797.876’ya, 2019 yılında da 600.187’ye düşmüştür. Toplam olarak, tarım sektöründe çalışan sayısında dikkat çeken bir düşüş olduğu söylenebilir.[47]

  • Sigortalılığın Başlangıcı ve Sona Ermesi

          Tarım işlerinde süreksiz çalışanların “Tarım İşlerinde Hizmet Akdiyle Süreksiz Çalışanlara Ait Giriş Bildirgesi”ni sürekli ikametlerinin ya da çalıştıkları yerin bağlı bulunduğu muhtarlık ile ikamet ettikleri veya çalıştıkları il ya da ilçede bulunan tarım müdürlüklerine ve ziraat odalarına onaylatıp, sürekli ika­metlerinin bağlı olduğu veya çalıştıkları SGK ünitesine müracaat etmeleri gerekmekte olup, bunların sigortalılıkları müracaat ettikleri tarih itibariyle başlatılacaktır. “Tarım İşlerinde Hizmet Akdiyle Sürek­siz Çalışanlara Ait Giriş Bildirgesi” ile yapılacak müracaatlarda tarım müdürlükleri yanında ziraat odası onayı aranacak olup bu onaylardan birisinin olmaması halinde sigortalının 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamındaki talebi reddedilecektir. İkamet ettiği ve çalıştığı yer farklı olan sigortalıların her iki ilde bulunan ziraat odası onayı aranacaktır.[48]

          Tarım İşlerinde Hizmet Akdiyle Süreksiz Çalışanlara Ait Giriş Bildirgesinde muhtar onayı aranması eleştirilmiş, ülkemizdeki mahalle nüfusları dikkate alındığında bir muhtarın kimlerin hangi işleri yaptığını bilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu durumda fiili olarak süreksiz tarım işlerinde çalışmayanların da belgelerinin onaylanması ile sigortalılıklarının kabul edilmesinin “sahte sigortalığı” doğuracağı ifade edilmiştir.[49]

          Orman köylülerinden 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesine göre sigortalı olmak isteyenler de “Orman İşlerinde Hizmet Akdiyle Süreksiz Çalışanlara Ait Giriş Bildirgesi”ni sürekli ika­metlerinin bağlı bulunduğu muhtarlık ile sürekli ikametlerinin bulunduğu veya çalıştıkları yerin bağlı olduğu Orman Genel Müdürlüğü ve bölge müdürlükleri ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı il müdürlükleri aracılığıyla veya kalkındırma kooperatiflerine onaylatıp sürekli ikametlerinin bağlı olduğu SGK ünitesine müracaat edecekler, bunların sigortalılık­ları ise müracaat ettikleri tarihten itibaren başlatılacaktır. Ayrıca, bu kapsamdaki sigortalılar başvuru belgesi ile birlikte işin kooperatife ya da köy tüzel kişiliğine verilmesi halinde ko­operatif ya da köy tüzel kişiliği ile Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ilgili birimi arasında yapılan sözleşme ile kooperatif üyelerini ya da köy tüzel kişiliğince çalıştırılacakların listesini, köy­lülerle yapılması halinde ise sözleşmeyi Kuruma vereceklerdir.[50]

5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamındaki sigortalılık; Kanun’un 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt  bendi (bağımsız olarak tarımsal faaliyette bulunanlar) dâhil olmak  üzere 4 üncü maddeye  istinaden sigortalı  olarak (4/1-a, 4/1-c ve 4/1-c statüsünde) çalışmaya başlayanların çalışmaya başladıkları tarihten, sigortalılıklarını sona erdirme talebinde bulunanların talep tarihinden, prim borcu bulunanlardan talepte bulunanların primi ödenmiş son günden, gelir ya da aylık talebinde bulunanların aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden ve ölen sigortalının ölüm tarihinden itibaren sona erer.[51]

5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamındaki sigortalıların 4/1-a, 4/1-b ve 4/1-c statüsünde çalışmaya başlamaları halinde, ek 5 inci madde kapsamındaki sigortalılıkları çalışmaya başladıkları tarihten itibaren sonra erer. (5510 ek 5/2’ye göre çalışmaya başladığı tarihte sigortalılıkları sona erer.) 5510 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi kapsamındaki çalışmanın sona ermesi halinde, bu madde kapsamındaki çalışmasının devam etmesi kaydıyla çalışmanın sona erdiği tarihi takip eden günden itibaren ek 5 inci maddesi kapsamındaki sigortalılıkları kendiliğinden başlar.[52]

Askerlik hizmetini yaptığı veya yurt dışında bulunduğu dönemde 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamında sigortalı olma talebinde bulunup sigortalılığı başlatılan ve prim ödemeye devam edenlerin, askerlik ve yurt dışında bulunduğu dönemler iptal edilerek, terhis edilenlerin ter­his tarihini, yurda dönüş yapanların yurda dönüş tarihini takip eden gün itibariyle sigortalı­lıkları başlatılacaktır. Öte yandan, 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamında sigortalıyken askerlikte, tutuklulukta veya hükümlülükte geçirilen süreler bu kapsamda sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyecektir.[53]

  • Prime Esas Kazanç ve Gün Sayıları İle Primlerin Ödenmesi

          5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesine göre tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz çalışanlar için ay 30 gün, yıl ise 360 gün olarak dikkate alınmaktadır. Alınacak prim miktarına da bakılmaksızın ay içinde sigortalılığın başlaması ve sona ermesi halleri hariç olmak üzere prim ödeme gün sayısı 30 gün olarak kabul edilir.[54]

          5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamındaki sigortalılar, 01/03/2011 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanun’un 82 nci maddesine göre belirlenen prime esas kazancın alt ve üst sınırı arasında olmak kaydıyla sigortalı tarafından belirlenen günlük kazancın otuz katının %34,5’i oranında prim öderler. Bunun %20’si malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları, %12,5’i genel sağlık sigortası, %2’si iş kazası ve meslek hastalıkları sigortası primidir.[55]

          Ancak, 5510 sayılı Kanun’un geçici 29 uncu maddesi uyarınca, 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamındaki sigortalılar 2011 yılı için prime esas günlük kazancın alt sınırının on sekiz günlük tutarı üzerinden başlanılarak, takip eden her yıl için bir puan artırılmak suretiyle otuz katını geçmemek üzere prim ödeyeceklerdir. Sigortalılar, her aya ait primlerini ilgili ayı takip eden ayın sonuna kadar Sosyal Güvenlik Kurumuna ödemek zorundadırlar. Süresi içinde ödenmeyen primlere ödenme tarihine kadar gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanır. Ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde ise prim tutarları izleyen ilk iş günü içinde ödenebilir.

  • Tabi Olunan Sosyal Sigorta Kolları ve Sağlanan Yardımlar

          5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamındaki sigortalılar hakkında bu Kanun’un kısa vadeli sigorta kolları bakımından yalnızca iş kazası ve meslek hastalığı sigortası hükümleri uygulanmaktadır. Diğer kısa vadeli sigorta hükümleri olan hastalık sigortası ile analık sigortası uygulanmamaktadır.[56] Kapsamdaki sigortalılar iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından sağlanan tüm yardımlardan yararlanacaktır. 5510 sayılı Kanun’un 16 ncı maddesinin birinci fıkrasında iş kazası ve meslek hastalığı hallerinde sigortalılara sağlanan haklar; geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi, sürekli iş göremezlik geliri bağlanması, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanması, gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi, olarak sıralanmıştır.

          5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesine göre özel sektöre ait tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışan sigortalıların, iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kollarından sağlanan yardımlardan yararlanabilmeleri için iş kazasının olduğu tarihten en az on gün önce tescil edilmiş olmaları ve sigortalılıklarının sona ermemiş olması, bu Kanuna göre iş kazası veya meslek hastalığından dolayı geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi veya sürekli iş göremezlik geliri bağlanabilmesi için prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şartı aranır. İş kazası ve meslek hastalığı halinde durum, kendilerince veya işverenlerince kolluk kuvvetlerine derhal, Kuruma da en geç üç iş günü içinde bildirilir.[57] Örneğin, bu kapsamdaki sigortalıya, tescil edildiği tarihten sonraki on gün içinde (onuncu gün dâhil) iş kazası geçirmesi halinde geçici iş göremezlik ödeneği verilmeyecektir.[58]

          5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamındaki sigortalılar hakkında uzun vadeli sigorta kolları yönünden malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası hükümleri uygulanmaktadır. Sigortalının bu sigorta hükümlerinden yararlanabilmesi için de borcunun bulunmaması gerekmektedir. Yani, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından aylık bağlanabilmesi için prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şartı aranır.

  • Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Sağlık Hak Sahipliği

5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamındaki sigortalılar hakkında genel sağlık sigortası hükümleri de uygulanır. Ancak, bu madde kapsamındaki sigortalılar ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, genel sağlık sigortası hükümlerinden yararlanabilmesi için 67 nci maddesinde sayılan diğer şartların yanı sıra sağlık hizmeti sunucusuna başvurduğu tarihte 6183 sayılı Kanun’un 48 inci maddesine göre tecil ve taksitlendirerek tecil ve taksitlendirmeleri devam edenler hariç 60 günden fazla prim ve prime ilişkin her türlü borcunun bulunmaması şarttır.[59]

Dolayısıyla borcu olan sigortalılar Kurumca finanse edilen sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktadır. Sağlık hizmetlerine erişim konusunda da kendi başlarına bırakıldıkları, idari bir müdahale ile sorunun çözümlenmediği anlaşılmaktadır. Oysa, borcu olan 5510 sayılı Kanun’un 4/1-b kapsamındaki sigortalılar sağlık hizmetlerinden yararlanamamakla birlikte Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile en azından kamu sağlık hizmetlerinden bedelsiz yararlanabilmeleri olanaklı kılınmıştır. 2018, 2019 ve 2020 yıllarında 4/1-b kapsamındaki sigortalılar dahil prim borcu bulunan Türk vatandaşlarının resmi kurumlar tarafından sunulan sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için idari düzenlemeler yapılmıştır.[60] 4/1-b kapsamındaki sigortalılara sağlanan bu olanağın 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamındaki sigortalılar için de tanınması gerektiğini söyleyebiliriz.

 

          SONUÇ

          Kamu idarelerine ait tarım veya orman işlerinde “sürekli ya da süreksiz çalışanlar” ile özel sektöre ait tarım veya orman işlerinde “ücretle ve sürekli çalışanlar” 4/1-a kapsamında zorunlu sigortalıdır. Özel sektöre ait tarım veya orman işlerinde süreksiz de olsa hizmet akdi ile çalışanların zorunlu sigortalı sayılmaması, çalışanların ancak istemeleri halinde sosyal sigorta sistemine dahil olabilmeleri, sosyal güvenlikte “zorunluluk ilkesinden” bir sapma olarak değerlendirilebilir. Prim ödeme yükümlülüğünün çalışan üzerinde bırakılması anlamında uygulamanın sosyal güvenliğin esnekleşmesine bir örnek olduğu da söylenebilir.

          Özel sektöre ait tarım veya orman işlerinde süreksiz olarak hizmet akdi ile çalışanların zorunlu sigorta kapsamına alınmamasında, işverenlere prim yükü getirilmemesinin yanı sıra sosyal sigorta işlemlerini yerine getirmede yaşayacakları zorluğun da etkili olduğundan söz edilebilir. Ancak geliştirilecek “kolay işverenlik uygulamaları” ile bu sorunlar aşılabilir. Böylece bu kapsamda çalışanlar için de zorunlu sigortalılığın yolu açılabilir.

          Özel sektöre ait süreksiz tarım işlerinde hizmet akdi ile çalışan sigortalılar hakkında analık ve hastalık sigortası hükümlerinin uygulanmaması da bir eksiklik olarak görülebilir. Kapsamdaki sigortalıların, sosyal sigorta yardımlarından yararlanabilmeleri prim borçlarının olmaması şartına bağlandığına göre, pekâlâ borcu olmayan sigortalılar hakkında belirtilen sigorta kolları da uygulanabilir.

          5510 sayılı Kanun’un 4/1-b kapsamındaki sigortalılar prim borçları sebebiyle SGK tarafından finanse edilen sağlık hizmetlerinden yararlanamamakla birlikte, Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ile resmi sağlık kurumları tarafından sunulan sağlık hizmetlerinden bedelsiz olarak yararlanabilmeleri sağlanmıştır. Aynı olanağın, prim borcu olan 2925 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun’un ek 5 inci maddesi kapsamındaki sigortalılara da tanınması beklenebilir.

          Öte yandan, özel sektöre ait süreksiz tarım işlerinde hizmet akdi ile çalışanların sosyal sigorta sistemine girebilmeleri için doldurdukları işe giriş bildirgesinin muhtar ile il/ilçe tarım ve ziraat odası tarafından imzalanmış olması ve bu haliyle ilgili SGK ünitesince işleme alınması, bahsi geçenlerin çalışmalarının fiili (eylemli) olduğu anlamına gelmemektedir. Keza 4/1-a kapsamındaki sosyal sigortalılık için asıl olan eylemli çalışmadır. SGK ünitesinin ilgili kamu birimleri tarafından imzalı işe giriş bildirgelerine itibar etmek suretiyle sigortalılığı başlatması “sahte sigortalılığa” davetiye anlamına da gelebilir. Konunun bu yanının da dikkate alınması gerektiğini söyleyebiliriz.

 

 

 

 

 

          KAYNAKÇA

          AKBIYIK, Taliye (2020). “Tarım veya Orman İşlerinde Hizmet Akdiyle Süreksiz Olarak Çalışanların Sigortalılığı” Çalışma ve Toplum, 2020/3: 1413-1500

          AKCAN, Derda. (2011).Tarla, Bağ, Bahçe Tapusu Olanların Tarım SSK’lısı Olup Olamayacaklarının Açıklanması, E-Yaklaşım, S.227;https://uye.yaklasim.com/MagazineContent.aspx?ID=13289&arananKey=DERDA%20AKCAN; Erişim, 04/10/2020.

          AKIN, Levent (2005). “Sigortalılık Kavramı Açısından Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanun Tasarısının Değerlendirilmesi”, AÜHFD, (54/2), 23-63.

ALPER, Yusuf. Sosyal Güvenlik. (Ed.Tokol, A.ve Alper,Y.) Sosyal Politika. Bursa: Dora Yayınları, 2019.

AYDIN, Ufuk ve GÜVEN, Ercan. Bireysel İş Hukuku. Eskişehir: Nisan Yayınları, 2017

BKK.(2018). 14/05/2018 tarih ve 2018/11769 sayılı, 23/06/2018-30457 RG

CBK.(2019). 28/03/2019 tarih ve 859 sayılı, 29/03/2019-30729 RG

CBK.(2020). 07/01/2020 tarih ve 2040 sayılı, 08/01/2020-31002 RG

          ÇELİK, Nuri vd. İş Hukuku Dersleri. İstanbul: Beta Yayınları, 2019.

          DEMİR, Müslim (2015). Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sosyal Güvenlik Haklarına İlişkin Değerlendirmeler ve Öneriler, Çalışma ve Toplum, 2015/1, s.177-194.

          EKMEKÇİ, Ömer ve YİĞİT, Esra. (2020). Bireysel İş Hukuku Dersleri, Onikilevha Yayınları, İstanbul.

          EYRENCİ, Öner vd, Bireysel İş Hukuku. İstanbul: Beta Yayınları, 2019.

GÜZEL, Ali ve diğerleri, Sosyal Güvenlik Hukuku. İstanbul: Beta Yayınları, 2020.

HEKİMLER, Alpay (2015). Federal Almanya’da Sosyal Bakım Sigortasının Esasları, Çalışma ve Toplum, 2015/1, s.45-76.

SELEK ÖZ, Cihan ve BULUT, Enver (2013).Mevsimlik Tarım İşçilerinin Türk Hukuk Sistemi İçerisindeki Yeri, ÇSGB Çalışma Dünyası Dergisi, C.1, S.1, 94-111.

SÖZER, Ali Nazım (2019). Türk Sosyal Sigortalar Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul.

SÜZEK, Sarper. İş Hukuku, İstanbul: Beta Yayınları, 2018.

SGK İstatistik Yıllıkları.(2009-2019).http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/kurumsal/istatistik/sgk_istatistik_yilliklari; Erişim, 06/10/2020

SGK.(2013).Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 22/02/2013 tarih ve 2013/11 sayılı Genelgesi

SGK.(2016). Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 29/09/2016 tarih ve 2016/21 sayılı Genelgesi

          SSİY.(2010).Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği, 12/05/2010-27579 RG

ŞAKAR, Müjdat (2016), “Özel Sektörde Süreksiz Tarım İşlerinde Sigortasız Çalışabilen İşçilerin Neden Olduğu Sıkıntılar: Bir Örnek Olay!”, Sicil İş Hukuku Dergisi, S.35, 43-50.Şimşek, N.(2012).En Son Değişiklikler ve Tüm Yönleriyle SSK ve Bağ-Kur’da Emeklilik, Yaklaşım Yayıncılık, Ankara.

TUNCAY, A. Can ve EKMEKÇİ, Ömer (2019). Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, Beta Yayınları, İstanbul.

YHGK.(2019). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20/06/2019 tarihli, E:2015/10-3550, K:2019/748 sayılı Kararı; Ekmekçi, Ö. ve Yiğit, E.(2020).Bireysel İş Hukuku Dersleri, Onikilevha Yayınları, İstanbul, s.18-19

Y.7.HD.(2014). Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 14/01/2014 tarihli, E:2013/25282, K:2014/232 sayılı Kararı; Çalışma ve Toplum, S.41

Y.9.HD.(2010). Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 23/02/2010 tarihli, E:2008/10530, K:2010/4617 sayılı Kararı; Çalışma ve Toplum, S.27, s.259-266

Y.9.HD.(2019). Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 11/12/2019 tarihli, E:2017/13019, K:2019/22166 sayılı Kararı; Çalışma ve Toplum, S.66, file:///C:/Users/Akademik/Downloads/yargitay-kararlari-6384-2b419b49.pdf, Erişim.17/11/2020

Y.10.HD.(2013). Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 05/02/2013 tarihli, E:2013/327, K:2013/1329 sayılı Kararı; Çalışma ve Toplum, S.39

Y.10.HD.(1995). Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 21/11/1995 tarihli, E:1995/9789, K:1995/9953 sayılı Kararı; Çakmak, İ.(2001).Şerhli Sosyal Sigortalar Kanunu, s.48-49, Adalet Yayınevi, Ankara

Y.10.HD.(1974). Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 09/09/1974 tarihli, E:5035, K:5090 sayılı Kararı; Çakmak, İ.(2001).Şerhli Sosyal Sigortalar Kanunu, s.76-77, Adalet Yayınevi, Ankara

Y.10.HD.(1976). Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 22/04/1976 tarihli, E:8478, K:2936 sayılı Kararı; Çakmak, İ.(2001).Şerhli Sosyal Sigortalar Kanunu, s.84-85, Adalet Yayınevi, Ankara

YILMAZ, Ataman (2004).Tahsis Mevzuatı İşlemleri, SSK Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü, Ankara

2925.(1983). Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, 20/10/1983-18197 RG

          2925 sayılı Kanun Yönetmeliği (1984). 2925 Sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, 18/05/1984-18405 RG

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 6-1.ı md., 16/06/2006-26200 RG.

6098.(2011).Türk Borçlar Kanunu, 04/02/2011-27836 RG

4857.(2003).İş Kanunu, 10/06/2003-25134 RG

         

         

 

[1] Ali GÜZEL ve diğerleri, Sosyal Güvenlik Hukuku (İstanbul: Beta Yayınları, 2020), 46-47. 

[2] Yusuf ALPER (2019). Sosyal Güvenlik, (Ed.Tokol, A.ve Alper,Y.) Sosyal Politika (Bursa: Dora Yayınları), 214-215.

[3] 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 6-1.ı md., 16/06/2006-26200 RG.

[4] Taliye AKBIYIK (2020). “Tarım veya Orman İşlerinde Hizmet Akdiyle Süreksiz Olarak Çalışanların Sigortalılığı”, Çalışma ve Toplum, 2020/3: 1413-1500.       

[5] Levent AKIN (2005). “Sigortalılık Kavramı Açısından Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanun Tasarısının Değerlendirilmesi”, AÜHFD, (54/2), 23-63.

[6] Yar. 9. HD. (2019). Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 11/12/2019 tarihli, E:2017/13019, K:2019/22166 sayılı Kararı; Çalışma ve Toplum, S.66, file:///C:/Users/Akademik/Downloads/yargitay-kararlari-6384-2b419b49.pdf, Erişim.17/11/2020.

 

[7] 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 3-1.19 m., 16/06/2006-26200 RG.

[8] Yar. 10. HD. (1974). Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 09/09/1974 tarihli, E:5035, K:5090 sayılı Kararı; Çakmak, İ.(2001). Şerhli Sosyal Sigortalar Kanunu, s.76-77, Adalet Yayınevi, Ankara.

[9] Ali GÜZEL vd., age, s.118.

[10] Yar.10. HD. (1976). Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 22/04/1976 tarihli, E:8478, K:2936 sayılı Kararı; Çakmak, İ.(2001). Şerhli Sosyal Sigortalar Kanunu, s.84-85, Adalet Yayınevi, Ankara.

[11] Ali GÜZEL vd., age, s.118.

[12] 2925 sayılı Kanun Yönetmeliği. (1984). 2925 Sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, 18/05/1984-18405 RG.

[13] Cihan SELEK ÖZ ve Enver BULUT (2013), Mevsimlik Tarım İşçilerinin Türk Hukuk Sistemi İçerisindeki Yeri, ÇSGB Çalışma Dünyası Dergisi, C.1, S.1, 94-111

[14] Ali GÜZEL vd., age, s.119.

[15] Sarper SÜZEK, İş Hukuku (İstanbul: Beta Yayınları, 2020), 236.  

[16] Öner EYRENCİ, Bireysel İş Hukuku (İstanbul: Beta Yayınları, 2019), 67.

[17] Ufuk AYDIN ve Ercan GÜVEN, Bireysel İş Hukuku (Eskişehir: Nisan Yayınları, 2017), 60.

[18] Nuri ÇELİK vd, İş Hukuku Dersleri (İstanbul: Beta Yayınları, 2019), 179.

[19] Müjdat ŞAKAR (2016), “Özel Sektörde Süreksiz Tarım İşlerinde Sigortasız Çalışabilen İşçilerin Neden Olduğu Sıkıntılar: Bir Örnek Olay!”, Sicil İş Hukuku Dergisi, S.35, 43-50.

[20] Y.10.HD.(1995). Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 21/11/1995 tarihli, E:1995/9789, K:1995/9953 sayılı Kararı; Çakmak, İ.(2001).Şerhli Sosyal Sigortalar Kanunu, s.48-49, Adalet Yayınevi, Ankara.

[21] SGK (2013).Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 22/02/2013 tarih ve 2013/11 sayılı Genelgesi.

[22] 4857 sayılı İş Kanunu, 8-1 md., 10/06/2003-25134 RG.

[23] 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 393-1 md., 04/02/2011-27836 RG.

[24] Ömer EKMEKÇİ ve Esra YİĞİT, Bireysel İş Hukuku Dersleri (İstanbul: Onikilevha Yayınları, 2020), 15-23; Öner EYRENCİ, Bireysel İş Hukuku (İstanbul: Beta Yayınları, 2019), 61-63.; Sarper SÜZEK, İş Hukuku (İstanbul: Beta Yayınları, 2020), 223-231.; Nuri ÇELİK vd, İş Hukuku Dersleri (İstanbul: Beta Yayınları, 2019), 168-177.).

[25] Ali GÜZEL vd., age, s.80-90; Ömer EKMEKÇİ ve Esra YİĞİT, age, s.302-308; Ali Nazım SÖZER, Türk Sosyal Sigortalar Hukuku (İstanbul: Beta Yayınları, 2019), s.69-75).

[26] Y.9.HD.(2010). Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 23/02/2010 tarihli, E:2008/10530, K:2010/4617 sayılı Kararı; Çalışma ve Toplum, S.27, s.259-266.

[27] Y.7.HD.(2014). Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 14/01/2014 tarihli, E:2013/25282, K:2014/232 sayılı Kararı; Çalışma ve Toplum, S.41.

 

[28] Y.10.HD.(2013). Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 05/02/2013 tarihli, E:2013/327, K:2013/1329 sayılı Kararı; Çalışma ve Toplum, S.39.

[29] YHGK.(2019). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20/06/2019 tarihli, E:2015/10-3550, K:2019/748 sayılı Kararı; Ekmekçi, Ö. ve Yiğit, E.(2020).Bireysel İş Hukuku Dersleri, Onikilevha Yayınları, İstanbul, s.18-19.

[30] Müjdat ŞAKAR, age.

[31] Nergis ŞİMŞEK, En Son Değişiklikler ve Tüm Yönleriyle SSK ve Bağ-Kur’da Emeklilik (Ankara: Yaklaşım Yayıncılık, 2012), s.334.

[32] Müslim DEMİR (2015). Mevsimlik Tarım İşçilerinin Sosyal Güvenlik Haklarına İlişkin Değerlendirmeler ve Öneriler, Çalışma ve Toplum, 2015/1, s.177-194.

[33] 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Geçici 29-2 md., 16/06/2006-26200 RG.

[34] SGK (2013).Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 22/02/2013 tarih ve 2013/11 sayılı Genelgesi.

[35] SGK (2013).Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 22/02/2013 tarih ve 2013/11 sayılı Genelgesi.

[36] Ataman YILMAZ (2004). Tahsis Mevzuatı İşlemleri, SSK Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü, Ankara, s.411

[37] 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, 30 md., 20/10/1983-18197 RG.

[38] 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, 31 md., 20/10/1983-18197 RG.

[39] 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 82-1 md., 16/06/2006-26200 RG.

[40] 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, 32 md., 20/10/1983-18197 RG.

[41] 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Geçici 29-1 md., 16/06/2006-26200 RG.; Nergis ŞİMŞEK, age, s.336-337.

[42] 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Ek 5-1 md., 16/06/2006-26200 RG.; SSİY.(2010).Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği, ek 1-1 md., 12/05/2010-27579 RG.

[43] 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Geçici 29-2 md., 16/06/2006-26200 RG.

[44] SGK (2013).Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 22/02/2013 tarih ve 2013/11 sayılı Genelgesi.

[45] Derda AKCAN, (2011).Tarla, Bağ, Bahçe Tapusu Olanların Tarım SSK’lısı Olup Olamayacaklarının Açıklanması, E-Yaklaşım, S.227;https://uye.yaklasim.com/MagazineContent.aspx?ID=13289&arananKey=DERDA%20AKCAN; Erişim, 04/10/2020.

[46] Müjdat ŞAKAR, age.

[47] SGK İstatistik Yıllıkları.(2009-2019). http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/kurumsal/istatistik/sgk_istatistik_yilliklari; Erişim, 06/10/2020.

[48] SGK (2013).Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 22/02/2013 tarih ve 2013/11 sayılı Genelgesi.

[49] Müslim DEMİR, agm.

[50] SGK (2013).Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 22/02/2013 tarih ve 2013/11 sayılı Genelgesi.

[51] 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Ek 5-2 md., 16/06/2006-26200 RG.; SSİY. (2010). Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği, Ek 1-2 md., 12/05/2010-27579 RG.

[52] 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Ek 5-3 md., 16/06/2006-26200 RG.; SSİY. (2010). Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği, Ek 1-2 md., 12/05/2010-27579 RG.

[53] SGK (2013).Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 22/02/2013 tarih ve 2013/11 sayılı Genelgesi.

[54] SSİY. (2010). Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği, Geçici 30 md., 12/05/2010-27579 RG.

[55] 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Ek 5-6 md.

[56] Ali GÜZEL vd., age, s.137)

[57] 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Ek 5-5 md.

[58] SGK.(2016). Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 29/09/2016 tarih ve 2016/21 sayılı Genelgesi.

[59] 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Ek 5-7 md.

[60] BKK. (2018). 14/05/2018 tarih ve 2018/11769 sayılı, 23/06/2018-30457 RG; CBK.(2019). 28/03/2019 tarih ve 859 sayılı, 29/03/2019-30729 RG; CBK.(2020). 07/01/2020 tarih ve 2040 sayılı, 08/01/2020-31002 RG.