RÖDOVANS SÖZLEŞMESİ İLE İŞLETİLEN MADENLERDE İŞ KAZALARI BAKIMINDAN TARAF SORUMLULUKLARI

ÖZ

Dilimize Fransızcadan geçmiş olan rödovans sözcüğü, telif ücreti, ruhsat ücreti, lisans ücreti gibi anlamlara gelmektedir. Niteliği itibariyle bir özel hukuk sözleşmesi olan rödovans sözleşmesi, maden işlerinde sıkça karşılaşılan bir sözleşme olup bu sözleşme ile rödovans veren, ruhsat sahibine ödediği bir ücret karşılığında maden üzerindeki arama ve işletme yetkilerini devralmış olur. Anlaşılacağı üzere rödovans sözleşmesi ile işletilen maden işlerinde ruhsat sahibi ve rödovans veren olmak üzere iki taraf bulunur. 5510 sayılı Kanunda yer verilen çeşitli hallerde meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle getiren iş kazalarının, rödovans sözleşmesi ile işletilen maden sahalarında da meydana geldiği görülmektedir. Bu durumda taraf sorumluluklarının belirlenmesi bakımından, öncelikle sözleşmenin kanunen geçerli bir rödovans ilişkisi içerip içermediği ya da rödovans sözleşmesinin tarafları arasındaki ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olup olmadığı belirlenmelidir. Zira taraflar arasındaki ilişkinin rödovans ilişkisi olarak belirlendiği durum ile asıl işveren-alt işveren ilişkisi olarak belirlendiği durum arasında, iş kazasına ilişkin taraf sorumlulukları bakımından farklılıklar meydana gelecektir.

Anahtar Kelimeler: Rödovans, Rödovans Sözleşmesi, Maden İşyeri, İş Kazası, Alt İşverenlik, Taraf Sorumluluğu

 

ABSTRACT

The term redevance, which has passed into our language from French, means royalty fee, royalty, license fee etc. Royalty contract as a private law contract by its characteristic is a common contract in mining works and the royalty grantor takes over the exploration and operation authorities of the mine in return for a fee paid to the license holder with this contract. As it is understood, there are two parties such as the license holder and the royalty grantor in mining works operated with a royalty contract. It is observed that occupational accidents, which occur in various situations included in the Law No. 5510 and causes the insured to be immediately or later physically or mentally disabled, also occur in mine sites operated under royalty contracts. In this case, first of all it must  be determined whether the contract contains a legally valid royalty relationship, or whether the relationship between the parties of the royalty agreement is the principal employer-subcontractor relationship in order to determine the responsibilities of the parties. Yet, there will be differences between the situation where the relationship between the parties is determined as a royalty relationship and the one where the main employer - subcontractor is determined, in terms of the responsibilities related to occupational accident.

Keywords: Redevence, Royalty Contract, Mining Work, Occupational Accident, Subcontractor, Responsibility of the Parties

GİRİŞ

Bilindiği üzere maden sahalarının işletilmesinde sıklıkla rödovans sözleşmelerine başvurulmaktadır. Rödovans sözleşmesi ile ruhsat sahibi, maden üzerindeki bir takım haklarını rödovansçıya (işletene) devredebilmektedir. Böylelikle ruhsat sahibi, mevzuatın işverene yüklediği bazı sorumlulukları da rödovansçıya devretmiş olmaktadır.

Uygulamada bazı durumlarda, rödovans sözleşmesinin amacı aşılarak, sözleşme ile maden işletme hakkının devredilmesinden ziyade sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan sorumlulukların devrinin amaçlandığı görülmektedir. Bu durum, genellikle fiilen asıl işveren-alt işveren ilişkisiyle yürütülen maden işlerinin, kağıt üzerinde bir rödovans sözleşmesi düzenlenmek suretiyle, sanki bir rödovans ilişkisi varmış gibi yansıtılması sonucunu ortaya çıkarmaktadır.

Bu kapsamda makalemizde rödovans sözleşmesinin hangi durumlarda alt işverenlik sözleşmesi olarak yorumlanması gerektiği üzerinde durulacak ve sözleşmenin yorumlanma şekline göre iş kazalarında tarafların sorumlulukları değerlendirilecektir.

1. RÖDOVANS SÖZLEŞMESİ

Anayasa’nın 168’inci maddesine göre doğal kaynaklar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olması bu doğal kaynakları arama ve işletme hakkının da devlete ait olduğu anlamına gelmektedir[1]. Devlet, sahip olduğu bu hakların kullanılabilmesi için gerçek veya tüzel kişilere ruhsat verebilmektedir. Yer altı ve yer üstü zenginliklerimizin önemli bir kısmını oluşturan madenler de bu doğal kaynaklar arasında yer almaktadırlar[2].

Bununla birlikte 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 5’inci maddesinin birinci fıkrası ile madenler üzerinde kurulan;

  • İlk Müracaat (Takaddüm),
  • Arama Ruhsatı,
  • Buluculuk,
  • Görünür Rezerv Geliştirme ve İşletme Ruhsatı

haklarının hisselere bölünemeyeceği, her birinin bütün halinde işlem göreceği hüküm altına alınmış olup aynı maddenin ikinci fıkrasında ise maden ruhsatları, görünür rezerv geliştirme hakkı ve buluculuk hakkının devredilebileceği belirtilmiştir[3].

Bölünemezlik ilkesi olarak da adlandırılabilecek bu durum, Maden Kanunu’ndan kaynaklanan yukarıdaki hakların tek bir gerçek veya tüzel kişide toplanması gerektiği anlamına gelmektedir.

Öte yandan uygulamada rödovans sözleşmesi olarak adlandırılan bir sözleşme ile ruhsat sahibi maden üzerindeki arama ve işletme yetkilerini üçüncü kişilere devredebilmekte, böylece fiili olarak bölünemezlik ilkesi aşılabilmektedir[4].

Türk Dil Kurumu’na göre redevans kelimesi Fransızca “redevance” sözcüğünden dilimize geçmiş olup “bir berat, lisans hakkı veya ticari marka sahibinin bunu devrettiği firmalardan aldığı maddi karşılık” anlamına gelmektedir[5]. Uygulamada ise yaygın olarak rödovans şeklinde kullanılmaktadır.

Maden literatüründe rödovans, maden sahalarının ruhsat sahibi tarafından, hukuki hak ve sorumlulukları kendisinde kalmak üzere, sözleşme ile üçüncü kişiye bir süre için tahsis edilmesi halinde, maden ocağını işletmeyi üstlenen üçüncü kişinin ruhsat sahibine ödemeyi taahhüt ettiği tutardır[6].

Rödovans sözleşmesi mevzuatta, “Ruhsat sahalarındaki madenlerin işletilerek değerlendirilmesi amacıyla üçüncü kişilere veya kuruluşlara tasarruf hakkı sağlamak üzere ruhsat sahasının tamamı ya da bir kısmı için ruhsat sahiplerinin, bu kişilerle yapmış oldukları sözleşmeler” şeklinde tanımlanmaktadır[7].

Önemle belirtmek gerekir ki rödovans sözleşmesinin yapılması, maden ruhsatının devredildiği anlamına gelmemektedir.

Rödovans sözleşmelerinin şekli ile ilgili olarak Maden Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu’nda herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Buna rağmen Maden Kanunu’nda 04.2.2015 tarihli ve 6592 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle rödovans sözleşmeleri Bakanlık iznine tabi tutulmuştur. Dolayısıyla anılan kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak rödovans sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması gerekmektedir[8].

Yazılı olarak yapılan rödovans sözleşmesinde sözleşmenin tarafları, konusu, rödovans alanının koordinatları, üretim işleminin başlayacağı tarih, ruhsat sahibi ve işletmecinin yapacağı işler, tarafların uyacağı yükümlülükler, rödovansın süresi ve bedeli, feshe ilişkin hükümler, uyuşmazlıkların görüleceği merci, sözleşmenin tarihi ve tarafların imzalarına yer verilir.

1.1. Sözleşmenin Tarafları

Yukarıda açıklanan hususlardan da anlaşılacağı üzere; devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan maden haklarını kullanmak üzere izin alan ruhsat sahibi, maden arama ve işletme yetkilerini bir rödovans sözleşmesi ile rödovansçı adı verilen üçüncü kişilere devredebilmektedir. Dolayısıyla rödovans sözleşmesinde ruhsat sahibi ve rödovansçı olmak üzere iki taraf bulunmaktadır[9].

1.2. Tarafların Sözleşmeden Kaynaklanan Sorumlulukları

Rödovans sözleşmesi hukuki niteliği itibariyle bir özel hukuk sözleşmesidir. Hukukumuzda rödovans sözleşmesine ilişkin hükümler ayrıca düzenlenmediği için, bahse konu sözleşmeye ilişkin olarak çıkabilecek uyuşmazlıklarda, Mahkemelerce 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun[10] 357 ve devamı maddelerinde düzenlenen ürün kirasına ilişkin hükümler uygulanmaktadır[11]. Dolayısıyla rödovans sözleşmelerinde tarafların sorumlulukları belirlenirken Türk Borçlar Kanunu’nun ürün kirasına ilişkin hükümlerinin kıyasen uygulanması gerekmektedir.

1.2.1. Ruhsat Sahibinin Sorumlulukları

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun[12] (TBK) 359’uncu maddesinde “Kira sözleşmesi, araç ve gereçleri, hayvanları, devredilen eşyayı veya stoklanmış malları da içeriyorsa taraflar, bunların değerlerini birlikte takdir ederek iki nüsha düzenleyecekleri tutanağa geçirip imzalayarak, birbirlerine vermekle yükümlüdürler.” hükmü bulunmaktadır.

Söz konusu hüküm rödovans sözleşmesine uyarlandığında; tarafların öncelikle rödovans sözleşmesine dahil edilen mal ve eşyaları bir tutanakla belirlemeleri, söz konusu tutanakta bunların değerlerini de göstermeleri zorunludur.

Yine TBK’nin[13] 360’ıncı maddesi uyarınca “Kiraya veren, birlikte kiralanmış taşınır şeyler varsa bunlar da içinde olmak üzere, kiralananı, sözleşmenin amacına uygun biçimde kullanılmaya ve işletilmeye elverişli bir durumda kiracıya teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür.”

Dolayısıyla rödovans sözleşmesinde ruhsat sahibi, rödovansçının maden sahasındaki faaliyetini gerçekleştirebilmesi için gereken şartları sağlamakla yükümlüdür[14]. Bir başka ifadeyle maden sahasını kullanılmaya uygun bir şekilde rödovansçıya teslim etme yükümlülüğü altındadır.

Aynı Kanunun 361’inci maddesinde ise kiraya verenin, kira süresi boyunca yapılması gereken esaslı onarımları kiracının bildirimi üzerine, giderleri kendi üzerinde olacak şekilde gerçekleştirmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Hüküm rödovans ilişkisine uyarlandığında maden sahasında oluşacak esaslı tamir işlerini, tıpkı evini kiraya veren bir ev sahibi gibi ruhsat sahibinin yapması gerektiği anlamı ortaya çıkmaktadır.

Yukarıda açıklanan ve Türk Borçlar Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülüklerin yanı sıra, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü nezdinde muhatap daima ruhsat sahibi olduğundan, rödovans sözleşmesine konu işle ilgili olarak Maden Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi de ruhsat sahibinin sorumluluğunda olacaktır[15].

1.2.2. Rödovansçının Sorumlulukları

Türk Borçlar Kanunu’nun 362’nci maddesinde “Kiracı, sözleşmede aksine bir hüküm veya yerel âdet olmadıkça, kira bedelini ve yan giderleri her kira yılının ve en geç kira süresinin sonunda ödemekle yükümlüdür.” ibarelerine yer verilmiş, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise kiranın ödenmemesi halinde kiracıya 60 günlük bir süre verilip bu süre içerisinde de bedelin ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedilebileceği belirtilmiştir.

Hükümden de anlaşılacağı üzere rödovansçıya düşen yükümlülüklerin başlıcası, taraflar arasında kararlaştırılan rödovans bedelinin ruhsat sahibine ödenmesidir.

Rödovans bedelinin süresinde ödenmemiş olması halinde, ruhsat sahibi fesih hakkını kullanmak isterse, rödovansçıya bildirimde bulunarak kanunda belirtilen süreyi vermek durumundadır. Bedelin ödenmemesi halinde ise ruhsat sahibinin fesih hakkı ortaya çıkacaktır[16].

Aynı Kanunun 364’üncü maddesinde kiracının, kiralananı özgülendiği amaca uygun ve iyi bir biçimde işletmekle, özellikle ürün vermeye elverişli bir durumda bulundurmakla yükümlü olduğu ve kiraya verenin izni olmaksızın, işletme usulünü, kira süresinin bitiminden sonra etkisi görülebilecek biçimde değiştiremeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Yani rödovansçı, maden alanını, kuyuları, galerileri ve diğer eklentileri mümkün olan en iyi şekilde muhafaza etmek ve emniyet açısından gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür[17].

Sözleşme devam ettiği müddetçe rödovansçı, maden sahası ile birlikte rödovans veren tarafından teslim edilen diğer eşyaların da bakımını gerektiği şekilde yapmakla yükümlüdür. Bu yükümlülük küçük çaptaki tamirat ve onarımları kapsamakta olup bozulan ya da ömrü tükenen bazı araçların yenilenmesini de içermektedir[18].

2. RÖDOVANS SÖZLEŞMESİ İLE ALT İŞVERENLİK SÖZLEŞMESİNİN AYRIMI

Bilindiği üzere hem rödovans sözleşmesinde hem de alt işverenlik sözleşmesinde iki taraf bulunmaktadır. Bu taraflar, rödovans sözleşmesinde ruhsat sahibi ile rödovansçı, alt işverenlik sözleşmesinde ise asıl işveren ile alt işveren olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla rödovans sözleşmesi ile alt işverenlik sözleşmesi hem tarafları hem de işin yürütüm şekli açısından benzerlik göstermektedir. Bu durum, söz konusu ilişkinin yorumlanmasında görüş farklılıklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Uygulamada ortaya çıkan bu görüş farklılıkları tarafların olası sorumluluklarının belirlenmesinde tutarsızlıklar yaratabilmektedir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle bu bölümde öncelikle alt işverenlik ilişkisinin kurucu unsurları üzerinde durulacak, akabinde ise rödovans ilişkisi ile alt işverenlik ilişkisini birbirinden ayıran temel noktalar açıklanacaktır.

2.1. Alt İşverenlik

Alt işveren kavramı hukukumuzda 4857 sayılı İş Kanunu ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda açıklanmış olup;

4857 sayılı Kanun’un 2’nci maddesinde; “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.”,

5510 sayılı Kanun’un 12’nci maddesinin altıncı fıkrasında ise; “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir.”

şeklinde tanımlanmıştır.

Bilindiği üzere teknolojide ve iş dünyasında meydana gelen yenilikler, bazı iş kollarındaki işverenlerin, yürütmekte oldukları işle ilgili olarak diğer bir işverenin bilgi, tecrübe ve nitelikli işgücünden faydalanmasını gerektirebilmektedir. Bu sayede işverenler, kendi işyerleri veya eklentilerinde yapılan işlerin bir bölümünü başka işverenlere gördürebilmektedirler. Buna çoğunlukla, taahhüt, nakliye ve inşaat işlerinde rastlanmaktadır[19].

Alt işverenlik ilişkisinin tesis edilebilmesi için, söz konusu işyerinde mal veya hizmet üretimi işlerinde, asıl işverenin kendi işçileri de bulunmalı, alt işverene gördürülecek iş, mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden biri olmalı, asıl işin bölünerek alt işverene devredildiği durumda ise; verilen iş uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır. Ayrıca alt işveren, bu işte çalıştıracağı işçileri, başka bir işyerinde çalıştırmamalıdır. Alt işverenin göreceği iş, asıl işe bağlı ve asıl iş devam ettiği sürece devam eden bir iş olmalıdır.

Yargıtay’a kararında da; “Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulabilmesi için iki işverenin bulunması, mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işin varlığı ve asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirme” unsurunun gerçekleşmiş olması gerekir. Bundan başka asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle haklarının kısıtlanması veya daha önce asıl işveren tarafından o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulması gibi muvazaa kriterlerinin bulunmaması icap eder. Aksi halde alt işveren işçisi başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görecektir[20].” şeklinde belirtilmiştir.

Bir kimseyi çalıştırmaya başlayan alt işveren, sigortalılık ilişkisinin başladığı tarihten itibaren işveren sıfatını haiz olur. Dolayısıyla çalıştırdığı kimsenin gerçek işvereni olur[21]. Bununla birlikte asıl işveren de alt işverenin sigortalılarına karşı, bahse konu işyerine ilişkin olarak Kanun ve sözleşmelerden doğan yükümlülüklerden, alt işverenle birlikte sorumludur[22].

Uygulamada alt işverenliğin kurulmasında ve alt işverenlik ilişkisinin yaygınlaşmasında rol alan faktörlerden bir tanesi de mevzuatın işverene yüklediği bu sorumlulukları işverenin paylaşma çabasıdır[23].

2.2. Rödovans Sözleşmesi mi? Alt İşverenlik İlişkisi mi?

Makalenin önceki bölümlerinde açıklandığı üzere, rödovans ilişkisinde ruhsat sahibi, maden üzerindeki arama ve işletme yetkilerini üçüncü kişilere devretmektedir. Yani Maden Kanunu’na uygun şekilde kurulan bir rödovans ilişkisinde alt işverenlik sözleşmesinde olduğu gibi alt işveren ve asıl işveren olmak üzere iki ayrı işveren bulunmamaktadır[24].

Her ne kadar Maden Kanunu’na uygun bir rödovans sözleşmesinin alt işverenlik ilişkisi yaratmayacağı ortada olsa da uygulamada şeklen rödovans sözleşmesi imzalanan bazı durumlarda, fiilen asıl işveren – alt işveren ilişkisinin ortaya çıktığı görülmektedir.

Rödovans ilişkisinde ruhsat sahipleri, arama ve işletme yetkilerini, ruhsatı devraldıktan sonra, maden sahasında işletme ve üretime el atmadan, yani bununla ilgili makine, teçhizat bulundurmayıp işçi de çalıştırmadan üçüncü kişilere devredebilecekleri gibi, işe el attıktan sonra da rödovans sözleşmesi ile devredebilecektir. Bu durumda ise rödovans karşılığı elde edilecek ürünün kalite kontrolü, teslim alınması ve mevzuattan kaynaklanan diğer yükümlülüklere ilişkin olmak üzere sınırlı sayıda işçi bulundurabileceklerdir. Doktrinde her ne kadar bu usullerin her ikisinde de alt işverenlik ilişkisi ortaya çıkmayacağına ilişkin görüşler olsa da Sosyal Güvenlik Kurumu uygulamasına göre; ruhsat sahipleri, madeni devretmiş olsa bile maden mevzuatı uyarınca madendeki teknik işlerin düzenlenmesi ve kontrolünü kendi adına yürütmek üzere hizmet akdi ile personel çalıştırırsa asıl işveren olarak nitelendirilmekte, fiilen işletenler ise alt işveren olarak addedilmektedir[25].

Konuya ilişkin olarak Yargıtay’ın bir kararında “Maden sahasında işletme hakkının kiraya verilmesinde (rödövans sözleşmesi) rödövansçı, madeni, sözleşmede belirtilen şartlar çerçevesinde kendi adına işletir. Rödövansçı, madeni kendi adına işletemiyorsa, üretim, çalışma ve organizasyon açısından ruhsat sahibine tam olarak bağlı ise bu durumda rödövanstan değil, alt işverenlik ya da ihaleden söz edilir” denilmektedir[26].

Yargıtay’ın söz konusu kararından da anlaşılacağı üzere, rödovans ilişkisinden bahsedebilmek için maden sahasında karar verici konumda olan tarafın rödovansçı (işleten) olması gerekmektedir. Aksi halde, yani rödovansçının ruhsat sahibine bağımlı olduğu durumda rödovans ilişkisinden bahsedilemez.

Yine Yargıtay bir kararında; ruhsat sahibine rödovansçı şirket tarafından yapılacak yıllık iş programlarını, her türlü rapor ve projeleri inceleme, denetleme, gerekli değişiklikleri yapma yetkilerinin verildiği, üretilen kömür ve mevcut kömür artıklarının ruhsat sahibinin göstereceği kantarda tartılmadan saha dışına çıkarılamayacağının, rödovansçının ruhsat sahibinin yapacağı yazılı istek, uyarı ve talimatlara riayet edeceğinin, kantardan geçen miktar üzerinden rödovans tahakkuk ettirileceğinin kararlaştırıldığı bir sözleşmenin alt işverenlik sözleşmesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir[27].

Öte yandan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığından bahsedebilmek için, işin bir diğer işverenden alınmış olması, asıl işverenin asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırması gerekmektedir. Yani işin belirli bir bölümü yerine tamamının bir bütün halinde veya bölümlere ayrılmak suretiyle devredildiği ve işten tamamen el çekildiği durumda asıl işveren-alt işveren ilişkisi ortaya çıkmayacaktır[28].

3. İŞ KAZALARINDA 5510 SAYILI KANUN BAKIMINDAN RÖDOVANS SÖZLEŞMESİ TARAFLARININ SORUMLULUKLARI

Rödovans Sözleşmesi imzalanmış işlerle alakalı olarak, sözleşme ile geçerli bir rödovans ilişkisi kurulup kurulmadığı, yani fiili durumun bir rödovans ilişkisi mi yoksa asıl işverenlik-alt işverenlik ilişkisi mi olduğu belirlendikten sonra taraf sorumlulukları hakkında bir kanıya varılabilecektir.

3.1. Geçerli Bir Rödovans İlişkisinde Tarafların Sorumlulukları

Geçerli bir rödovans ilişkisinin kurulduğu durumda, olası bir iş kazası meydana gelmesi halinde ruhsat sahibi, rödovansçı ve kazalı olmak üzere üç taraf ortaya çıkmaktadır.

3.1.1. Kazalının Rödovansçının Sigortalısı Olduğu Durum

3.1.1.1. Rödovansçının Sorumluluğu

Geçerli bir rödovans ilişkisi kapsamında işletilen maden sahasında meydana gelen olası bir iş kazası durumunda kazaya uğrayanın rödovansçının sigortalısı olması halinde, rödovansçı işveren olarak kabul edilir ve iş kazası, rödovansçının kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinden kaynaklanmışsa, 5510 sayılı Kanun’un 21’inci maddesinin birinci fıkrası ile 76’ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği rödovansçı kusuru nispetinde sorumlu tutulur.

Bir başka ifadeyle rödovansçı, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sigortalıya veya hak sahiplerine 5510 sayılı Kanun uyarınca yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamını, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere Kuruma ödemekle yükümlüdür. Aynı zamanda Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri de rödovansçıya tazmin ettirilir. Rödovansçının kusuru belirlenirken kaçınılmazlık ilkesi de dikkate alınır.

3.1.1.2. Ruhsat Sahibinin Sorumluluğu

Geçerli bir rödovans ilişkisi kapsamında işletilen maden sahasında meydana gelen olası bir iş kazası durumunda kazaya uğrayanın rödovansçının sigortalısı olması halinde, ruhsat sahibi veya çalışanlarından birinin kazaya etki eden bir kusurunun bulunması halinde, bu kişiler işverenle birlikte müteselsil ve müştereken değil, üçüncü kişi olarak kusuru oranında sorumlu tutulurlar.

İş kazalarında üçüncü kişilerin kusuru 5510 sayılı Kanun’un 21’inci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiş olup buna göre iş kazasının üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmesi halinde, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir.

Hükümden de anlaşılacağı üzere, geçerli olarak kurulan bir rödovans ilişkisinde, rödovansçının sigortalısının iş kazası geçirmesi halinde, rödovansçının Maden Kanunu gereği iş sahasında bulunan sigortalılarının bir kusuru tespit edilirse, başlangıçta bu kişiler 5510 sayılı Kanun gereği üçüncü kişi olarak sorumlu tutulacak, şayet ruhsat sahibinin de bir kusuru tespit edilirse ruhsat sahibinin de sorumluluğu oluşacaktır.

Aynı zamanda ruhsat sahibinin kazalıya karşı kastı veya suç sayılır bir hareketi veya ilgili kanunlarla verilmiş bir görevi yapmaması ya da ihmali nedeniyle Kurumun sağlık hizmeti sağlamasına veya bu kişilerin tedavi süresinin uzamasına sebep olduğu mahkeme kararıyla tespit edilirse, Kurumun yaptığı sağlık hizmeti giderleri de kendisinden tazmin edilecektir.

3.1.2. Kazalının Ruhsat Sahibinin Sigortalısı Olduğu Durum

3.1.2.1. Ruhsat Sahibinin Sorumluluğu

Geçerli bir rödovans ilişkisi kapsamında işletilen maden sahasında meydana gelen olası bir iş kazası durumunda kazaya uğrayanın ruhsat sahibinin maden mevzuatı gereği işyerinde bulundurduğu bir sigortalı olması halinde, ruhsat sahibi işveren olarak kabul edilir ve iş kazası, ruhsat sahibinin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinden kaynaklanmışsa, 5510 sayılı Kanun’un 21’inci maddesinin birinci fıkrası ile 76’ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği ruhsat sahibi kusuru nispetinde sorumlu tutulur.

Bir başka ifadeyle ruhsat sahibi, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından sigortalıya veya hak sahiplerine 5510 sayılı Kanun uyarınca yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamını, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere Kuruma ödemekle yükümlüdür. Aynı zamanda Kurumca yapılan sağlık hizmeti giderleri de ruhsat sahibine tazmin ettirilir. Ruhsat sahibinin kusuru belirlenirken kaçınılmazlık ilkesi de dikkate alınır.

3.1.2.2. Rödovansçının Sorumluluğu

Geçerli bir rödovans ilişkisi kapsamında işletilen maden sahasında meydana gelen olası bir iş kazası durumunda, kazaya uğrayanın ruhsat sahibinin maden mevzuatı gereği işyerinde bulundurduğu bir sigortalı olması halinde, rödovansçı veya çalışanlarından birinin kazaya etki eden bir kusuru varsa, bu kişiler ruhsat sahibi ile birlikte müteselsil ve müştereken değil, kusurları oranında üçüncü kişi olarak sorumlu tutulurlar.

Bir başka ifadeyle rödovansçı veya çalışanlarından biri, maden sahasındaki faaliyetleri dolayısıyla veya bir başka kusuru nedeniyle ruhsat sahibinin maden mevzuatından kaynaklanan nedenlerle sahada bulundurduğu bir sigortalının iş kazasına uğramasına sebebiyet verirse, çalışan ve kusuru varsa rödovansçı, 5510 sayılı Kanun’un 21’inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısından sorumlu olacaktır.

3.2. Rödovans Sözleşmesinin Alt İşverenlik Sözleşmesi Olarak Yorumlandığı Hallerde Sorumluluk:

Makalenin önceki kısımlarında da açıklandığı üzere; her ne kadar Maden Kanunu’na uygun bir rödovans sözleşmesinin alt işverenlik ilişkisi oluşturmayacağı ortada olsa da uygulamada şeklen rödovans sözleşmesi imzalanan bazı durumlarda, fiilen asıl işveren-alt işveren ilişkisinin ortaya çıktığı görülmektedir.

Taraflar arasında rödovans sözleşmesi bulunmasına rağmen ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olarak yorumlanması gerektiği hallerde, ruhsat sahibi asıl işveren, rödovansçı ise alt işveren olarak kabul edilecektir.

Bilindiği üzere 5510 sayılı Kanun’un 12’nci maddesinin altıncı fıkrası uyarınca asıl işveren, 5510 sayılı Kanun’un işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.

Dolayısıyla geçerli olmayan bir rödovans ilişkisi kapsamında, yani ilişkinin asıl işveren-alt işveren ilişkisi olarak yorumlanması gerektiği hallerde, işletilen maden sahasında olası bir iş kazası meydana gelmesi ve kazaya uğrayanın alt işveren olarak değerlendirilen kağıt üzerindeki rödovansçının sigortalısı olması halinde, alt işveren, 5510 sayılı Kanun’un 21’inci maddesinin birinci fıkrası ile 76’ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereği sorumlu tutulacak, asıl işveren olarak değerlendirilen ruhsat sahibi ise alt işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaktır.

  1.  

SONUÇ

Madenler hukuken devletin himayesindedir. Ancak devlet, sahip olduğu madenler üzerindeki haklarından bazılarını bir ruhsat ile gerçek veya tüzel kişilere kullandırabilmektedir. Kural olarak madenler üzerindeki takaddüm, arama ruhsatı, buluculuk ve görünür rezerve geliştirme-işletme hakları hisselere bölünemez ve bunlardan her biri bütün halinde işlem görür.

Ancak ruhsat sahipleri, madenler üzerindeki arama ve işletme yetkilerini rödovans sözleşmesi olarak adlandırılan bir sözleşme yoluyla üçüncü kişilere devredebilmektedirler. Ruhsat sahibinden arama ve işletme yetkilerini bu sözleşme ile alan kişilere rödovansçı denilmektedir.

Rödovans sözleşmesinin kurulması sonucu, ruhsat sahibi maden sahasında, kanunen kendisine yüklenen görevlerle sınırlı olmak üzere ve kalite kontrol, iş güvenliği ve benzeri nedenlerle asgari seviyede işçi bulundurur. Rödovansçı ise arama ve işletme ruhsatının kendisine sağlamış olduğu yetkiler çerçevesinde işi için gerekli gördüğü kadar sigortalı çalıştırır. Yani maden sahasında, hem ruhsat sahibinin hem de rödovansçının sigortalıları aynı anda bulunabilir.

Maden işyerlerinde işin niteliğinden kaynaklanan riskler nedeniyle sıklıkla iş kazaları yaşanabilmektedir. Sosyal güvenlik mevzuatı açısından, rödovans sözleşmesi ile işletilen madenlerde meydana gelen iş kazalarında kimin ne kadar sorumlu olacağı konusu önem arz etmektedir.

Uygulamada zaman zaman rödovans sözleşmesinin, fiilen var olan bir alt işverenlik ilişkisini perdelemek amacıyla kullanıldığı görülmektedir. Yani ruhsat sahibi, asıl işverenliğin mevzuat gereği kendisine yüklediği sorumluluklardan kaçınmak için bu sözleşmeye başvurabilmektedir.

Bu durumda, iş kazasından kaynaklanan sorumluluklar, rödovans ilişkisinin geçerli olup olmadığına, bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunup bulunmadığına ve kazaya uğrayanın kimin sigortalısı olduğuna göre değişiklik gösterecektir.

Kazaya uğrayanın ruhsat sahibinin sigortalısı olması halinde ruhsat sahibi, asıl işveren olarak kusuru oranında sorumluluk sahibi olacak, rödovansçı ve rödovansçının sigortalıları ise kusurları varsa bu nispette üçüncü kişi olarak sorumlu sayılacaklardır.

Kazaya uğrayanın rödovansçının sigortalısı olması halinde ise, öncelikle rödovans sözleşmesinin geçerli olup olmadığı değerlendirilecektir. Sözleşmenin geçerli olarak değerlendirilmesi halinde, rödovansçı asıl işveren olarak kusuru oranında sorumluluk sahibi olacak, ruhsat sahibi ve ruhsat sahibinin sigortalıları ise kusurları varsa bu nispette üçüncü kişi olarak sorumlu sayılacaktır. Rödovans sözleşmesinin geçerli olmadığı, bir başka ifadeyle ruhsat sahibi ile rödovansçı arasındaki ilişkinin fiilen asıl işverenlik-alt işverenlik ilişkisi olduğu halde ise ruhsat sahibi asıl işveren, rödovansçı ise alt işveren olmak üzere meydana gelen bir iş kazasından birlikte sorumlu olacaklardır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

  • ALPER, Yusuf. Sosyal Sigortalar Hukuku. 11. Baskı. Bursa: Dora Yayınevi. 2020.
  • AMIKLIOĞLU, Hüseyin. Rödovans Sözleşmesi. 1. Basım. Ankara: Seçkin Yayınevi. 2016.
  • ÇANKAYA, Osman Güven. “Rödovans Alt İşverenlik Sözleşmesi Midir?”. İş Hukuku ve İktisat Dergisi. Cilt.3. Sayı.13 (2014).
  • ÇEVİKÇELİK, Muradiye. “Türk İdare Hukukunda Maden İşletme Sözleşmeleri” (Yüksek Lisans Tezi. Akdeniz Üniversitesi. SBE. (2017). 
  • ÇİTİL, Bünyamin. “Rödövans Sözleşmesinin Maden Hukukundaki Yeri Ve Mali Yükümlülükler”. Türkiye Adalet Akademisi Dergisi. Sayı.39 (Temmuz 2019).
  • GÜNAY, Cevdet İlhan. İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri. 6. Baskı. Ankara: Yetkin Basımevi. 2020.
  • GÜZEL, Ali, Ali Rıza OKUR ve Nurşen CANİKLİOĞLU. Sosyal Güvenlik Hukuku. 16. Basım. İstanbul: Beta Yayıncılık. 2016.
  • KARAKOÇ, Burak. “Rödovans Sözleşmesi ve Alt İşverenlik İlişkisi”. Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. Cilt.8. Sayı.1 (Ocak 2022).
  • TOPALOĞLU, Mustafa. “Rödovans Sözleşmesi; Hukuksal Durum. Sorunlar ve Çözüm Önerileri”. Türkiye 17’nci Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi-TUMAKS 2001.
  • Maden Kanunu (3213 S.K.). Resmi Gazete. 18785. 15 Haziran 1985.
  • Maden Yönetmeliği. Resmi Gazete. 30187. 21 Eylül 2017.
  • Sosyal Güvenlik Kurumu. 2020/20 sayılı Genelge.
  • Türk Borçlar Kanunu (6098 S.K.). Resmi Gazete. 27836. 4 Şubat 2011.
  • Türk Dil Kurumu. “Güncel Türkçe Sözlük”. (Erişim 22.06.2022). https://sozluk.gov.tr.
  • Türkiye Cumhuriyeti Anayasası. Resmi Gazete. 17863(Mükerrer). 9 Kasım 1982.
  • UYUMAZ, Alper ve Fatma GÜNGÖR. “Rödovans Sözleşmesi”. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi. Cilt.19. Sayı.4 (Ekim 2015).
  • Yargıtay 10.H.D. 27.11.2019. E.2018/2413. K.2019/9142.
  • Yargıtay 10.H.D. 29/12/2020. E.2020/6127. K.2020/7824.
  • Yargıtay 21.H.D. 26.01.2010. E.2009/12236. K.2010/620. (https://www.msenel.av.tr/is-kazasi-sonucu-taseron-iscisinin-olumu-avukat-izmir/izmir-avukat/. Erişim Tarihi: 23.06.2022)
  • Yargıtay 22.H.D. 06.02.2020. E. 2017/27252. K. 2020/1917.
  • Yargıtay 3.H.D. 29.09.2021. E.2021/3687. K.2021/9279.

Yargıtay 9.H.D. 27/09/2021. E. 2021/9468. K.2021/12

 

[1] “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası”, Resmi Gazete, 17863(Mükerrer), 9 Kasım 1982.

[2] Muradiye ÇEVİKÇELİK, “Türk İdare Hukukunda Maden İşletme Sözleşmeleri” (Yüksek Lisans Tezi, Akdeniz Üniversitesi, SBE, 2017), s.4. 

[3] “Maden Kanunu (3213 S.K.)”, Resmi Gazete, 18785, 15 Haziran 1985.

[4] Burak KARAKOÇ, “Rödovans Sözleşmesi ve Alt İşverenlik İlişkisi”, Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt.8, Sayı.1 (Ocak 2022), s.56.

[5] Türk Dil Kurumu, “Güncel Türkçe Sözlük”, (Erişim 22.06.2022), https://sozluk.gov.tr.

[6] Yargıtay 10.H.D, 27.11.2019, E.2018/2413, K.2019/9142.  

[7] “Maden Yönetmeliği”, Resmi Gazete, 30187, 21 Eylül 2017.

[8] Bünyamin ÇİTİL, “Rödövans Sözleşmesinin Maden Hukukundaki Yeri Ve Mali Yükümlülükler”, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Sayı.39 (Temmuz 2019), ss.218-220.

[9] Alper UYUMAZ ve Fatma GÜNGÖR, “Rödovans Sözleşmesi”, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt.19, Sayı.4 (Ekim 2015), ss.156-157.

[10] “Türk Borçlar Kanunu (6098 S.K.)”, Resmi Gazete, 27836, 4 Şubat 2011.

[11] Yargıtay 3.H.D, 29.09.2021, E.2021/3687, K.2021/9279.  

[12] “Türk Borçlar Kanunu (6098 S.K.)”, Resmi Gazete, 27836, 4 Şubat 2011.

[13] “Türk Borçlar Kanunu (6098 S.K.)”, Resmi Gazete, 27836, 4 Şubat 2011.

[14] M.TOPALOĞLU, “Rödovans Sözleşmesi; Hukuksal Durum, Sorunlar ve Çözüm Önerileri”, Türkiye 17’nci Uluslararası Madencilik Kongresi ve Sergisi-TUMAKS 2001, s.251.

[15] A.g.e., s.251.

[16] UYUMAZ ve GÜNGÖR, a.g.e., s.178.

[17] TOPALOĞLU, a.g.e., s.251.

[18] Hüseyin AMIKLIOĞLU, Rödovans Sözleşmesi, 1. Basım, Ankara: Seçkin Yayınevi, 2016, s.196.

[19] Ali GÜZEL, Ali Rıza OKUR ve Nurşen CANİKLİOĞLU, Sosyal Güvenlik Hukuku, 16. Basım, İstanbul: Beta Yayıncılık, 2016, s.189.

[20] Yargıtay 9.H.D, 27/09/2021, E. 2021/9468, K.2021/12983.  

[21] Yusuf ALPER, Sosyal Sigortalar Hukuku, 11. Baskı, Bursa: Dora Yayınevi, 2020, ss.166-167.

[22] Cevdet İlhan GÜNAY, İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri, 6. Baskı, Ankara: Yetkin Basımevi, 2020, s.80.

[23] ALPER, a.g.e., s.166.

[24] Osman Güven ÇANKAYA, “Rödovans Alt İşverenlik Sözleşmesi Midir?”, İş Hukuku ve İktisat Dergisi, Cilt.3, Sayı.13 (2014), s.15.

[25] Sosyal Güvenlik Kurumu, 2020/20 sayılı Genelge.

[26] Yargıtay 22.H.D, 06.02.2020, E. 2017/27252, K. 2020/1917. 

[27] Yargıtay 21.H.D, 26.01.2010, E.2009/12236, K.2010/620. (https://www.msenel.av.tr/is-kazasi-sonucu-taseron-iscisinin-olumu-avukat-izmir/izmir-avukat/, Erişim Tarihi: 23.06.2022)

[28] Yargıtay 10.H.D, 29/12/2020, E.2020/6127, K.2020/7824.