BİREYSEL EMEKLİLİK KAPSAMINDA OTOMATİK KATILIM SİSTEMİNİN GETİRMİŞ OLDUĞU YÜKÜMLÜLÜKLER VE DENETİM AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZ

Çalışanların bireysel emeklilik sistemine otomatik katılımı, 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’na eklenen Ek-2’nci madde ile 2017 yılında uygulamaya girmiştir. Kademeli bir geçişi öngören düzenleme ile işverenlere emeklilik şirketinin seçimi ve sözleşme yapılması, katkı paylarının çalışanların ücretlerinden kesilerek emeklilik şirketine belirlenen usullere uygun olarak aktarılması gibi birtakım yükümlülükler getirilmiş olup söz konusu yükümlülükler açısından işverenlerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından denetleneceği ve belirlenen kurallara uyulmaması halinde idari para cezası uygulanacağı öngörülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Bireysel Emeklilik, Otomatik Katılım, Denetim

 

ABSTRACT

The automatic participation of employees in the private pension system came into effect in 2017 with the Annex-2 article added to the Private Pension Savings and Investment System Law No. 4632. With the regulation envisaging a gradual transition, some obligations have been brought to the employers such as the selection of the pension company and the conclusion of a contract, the deduction of the contributions from the wages of the employees and their transfer to the pension company in accordance with the determined procedures. penalty will be imposed.

Key Words: Private Pension System, Automatic Participation, Supervision

GİRİŞ

Bireysel emeklilik sistemleri bir taraftan kişisel tasarrufların etkin bir şekilde yatırıma yönlendirilmesini sağlayarak ülkelere finansal kaynak yaratmayı diğer taraftan kişilerin emeklilikteki gelir kayıplarını bir ölçüde azaltarak sosyal güvenlik sistemine destek olmayı amaçlamaktadır. Zorunluluk ve/veya gönüllülük esasına göre kurulabilen bireysel emeklilik sistemleri ülkemizde 2017 yılında otomatik katılımın gelmesiyle beraber karma bir yapıyla devam etmektedir.

Ülkemizde devlet, sosyal güvenlik sisteminde sadece düzenleyici değil aynı zamanda uygulayıcı ve denetleyici konumundadır. Devletin uygulayıcı konumunda olduğu sosyal güvenlik sistemine ilişkin denetimler temel olarak Sosyal Güvenlik Kurumu müfettişleri ve denetmenleri vasıtasıyla yerine getirilirken emeklilik şirketlerinin dâhil olduğu bireysel emeklilik sistemine eklenen otomatik katılımdaki yükümlülüklerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişlerince denetleneceği düzenlenmiştir. Diğer taraftan bireysel emeklilik sistemi kayıtlarının takibi için Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) kurulmuştur.

Çalışmamızda ülkemizde sosyal güvenlik sisteminde yaşanan dönüşüm kısa bir şekilde ele alındıktan sonra bireysel emeklilik kapsamında otomatik katılım sistemiyle (OKS) işverenlere getirilen yükümlülükler ile çalışanların hakları detaylı bir şekilde ele alınarak yükümlülüklere uymama sonucunda ne tür yaptırımlarla karşı karşıya kalınacağı açıklanmaya çalışılacaktır.

  1. TÜRKİYE’DE SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNDE YAŞANAN GELİŞMELER

Sosyal güvenlik, insanların gelirlerine bakılmaksızın toplum huzurunu ve refahını bozan sosyal tehlikelerin verdiği zararlardan “insan hakkı” ve esas itibariyle de “devlet görevi” olarak primli ya da primsiz sistemlerin kullanılması, kişilerin sosyal tehlikelerin zararlarından kurtarılma güvencesidir[1]. Kavram olarak sosyal güvenlik bir toplumda özellikle yaşlılık, işsizlik, hastalık, iş kazaları, malullük, hamilelik ve ölüm gibi riskler karşısında bireye ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sağlık hizmetleri ve gelir garantisi sağlamayı amaçlayan sosyal bir koruma sistemidir[2].

Her ne kadar Zonguldak- Ereğli Kömür Havzası ve madencilik sektörü ile sınırlı olsa da ülkemizde ilk sosyal güvenlik uygulamalarını içinde barındıran yasal düzenlemenin 1921 tarihli 151 Sayılı Ereğli Havza-i Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun olduğu söylenebilir. Kanun ile işçi ve işverenlerin zorunlu katkılarına dayanan yardımlaşma sandıklarının kurulması ve bu yardımlaşma sandıklarının “Amele Birliği” adı altında örgütlenmesi öngörülmüş ve ilk genel nitelikli sosyal sigortaların kurulduğu 1946 yılına kadar üyeleri ve ailelerine hastalık, kaza, yaşlılık ve ölüm hallerinde, dönemin koşullarına göre önemli yardımlar sağlayan bir sosyal güvenlik kurumu olarak işlev görmüştür. 1936 tarihinde çıkarılan 3008 sayılı İş Kanunu ile ilk olarak sosyal sigortaların kademeli olarak kurulması öngörülmüş ancak sigorta kollarının ve ilk kurumsal yapının kurulması yaklaşık 9 yıl sonrasını bulmuştur. 1945 yılında Çalışma Bakanlığının kurulması sonrasında sosyal güvenlik alanında yaşanan dönüşüm hızlanmıştır. Aynı yıl İş Kazalarıyla Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortası Kanunu ve akabinde İşçi Sigortaları Kurumu Kanunu çıkarılmıştır. 1949 yılında ise Emekli Sandığı Kanunu ile memurlara ilişkin dağınık halde bulunan bütün emekli sandıkları birleştirilmiştir[3].

Sosyal güvenlik hakkı, 1961 Anayasası ile birlikte anayasal bir nitelik kazanmıştır. 1965 yılında 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu  çıkarılarak İşçi Sigortaları Kurumu Sosyal Sigortalar Kurumu olarak değiştirilmiştir. 1971 yılında Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur) kurulmuştur. 1982 Anayasası da tıpkı 1961 Anayasasında olduğu gibi sosyal güvenlik hakkını anayasal hak olarak kabul etmiş ve ayrıntılı olarak düzenlemiştir.

Yaşanan süreçte ülkemizde sosyal güvenlik hizmetleri SSK, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur olmak üzere üç sosyal sigorta kuruluşu temelinde kurumsallaşmıştır. Diğer taraftan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20’nci maddesi uyarınca özel sektörde çalışanlar için kurulmuş tamamlayıcı sandıklar oluşturulmuştur. Sistemin sosyal yardım ve hizmetlerden oluşan primsiz ayağı ise 1976 yılında 2022 sayılı Kanun ile 65 yaşın üzerindeki yoksullara aylık verilmesi; 1986 yılında 3294 sayılı Kanun ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu kurularak vakıflar aracılığıyla yoksullara ayni ve nakdi yardım yapılması; 1983 yılında 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ile muhtaç çocuk, yaşlı ve sakatlara yönelik hizmet sunulması; 1992 yılında 3816 sayılı Yeşil Kart Kanunu ile yoksul vatandaşlara sağlık yardımı sağlanması ile şekillenmiştir[4].

Ülkemizde sosyal güvenlik sistemi süreç içerisinde önemli değişimler gösterse de işgücü piyasalarındaki yapısal sorunlar, istihdam biçiminde yaşanan değişimler, artan işsizlik, finansal dengelerde yaşanan sıkıntılar gibi önemli sorunları içinde taşıyarak gelişmiş, yaşanan sorunlar önemli yapısal değişiklikleri yapma gereksinimini doğurmuştur. Sistemle ilgili yapılanma arayışları 1990’lı yıllarla birlikte hız kazanmış, değişiklik önerileri o yıllarda yayımlanan çeşitli raporlarda belirtilmiştir. 1999 yılında başlayan sosyal güvenlik sisteminde gerçekleştirilen düzenlemelere, dünyadaki sosyal güvenlik sistemlerinde yaşanan dönüşümlerin izlerini taşıyan bu raporların etkilerinin büyük ölçüde yansıdığı görülmüştür. 1999 yılında kabul edilen 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu[5] ile sosyal güvenlik sisteminde yaşanan dönüşümün ilk adımı atılmıştır. Kanunla sosyal güvenlik sistemi açığını kapatmak amacıyla, sistemin gelirlerini arttırmaya ve giderlerini azaltmaya yönelik düzenlemeler yapılmıştır. Bu kapsamda, emeklilik yaşının kademeli olarak 58 (kadın) - 60 (erkek) yaşına yükseltilmesi, prime esas kazançların artırılması, bazı sigorta kollarına ilişkin primlerin yükseltilmesi ve yeni primlerin getirilmesi, sistemden bağlanan aylıkların ve gelirlerin hesaplama yönteminin değiştirilmesi, kayıt dışı çalışmayı önlemek adına iş yerinin ve sigortalı olarak çalışacak olanların önceden bildiriminin getirilmesi gibi düzenlemeler yapılmıştır. 4447 sayılı Kanun, emeklilik yaşının yükseltilmesi dışında, var olan üç sosyal güvenlik kuruluşu arasında bir ayrıma gitmiş ve kamu çalışanlarını söz konusu düzenlemelerin kapsamı dışında tutmuştur. Ayrıca uzun yıllar var olan uygun koşulların olmayışı nedeniyle ertelenen işsizlik sigortası, kanunla düzenlenmiştir[6].

Sosyal güvenlik reform sürecinin ikinci aşaması 2001 yılında 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu[7] ile gerçekleşmiştir. Sistem gönüllülük esasına dayanması nedeniyle kamu sosyal güvenlik sistemine alternatif olarak değil ve fakat tamamlayıcısı olarak kişilerin emekliliğe yönelik tasarruflarının yatırıma yönlendirilmesi ile emeklilik döneminde ek gelir sağlayarak gelir düşüşünü azaltmak, ekonomiye uzun vadeli kaynak yaratarak istihdamın artırılmasını ve ekonomik kalkınmaya katkıda bulunulmasını amaçlamaktadır.

Sosyal güvenlik reform sürecinin üçüncü aşamasında 2006 yılında 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu[8] ile SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde tek çatı altında toplanmıştır[9].

  1. BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ

Ülkemizde bireysel emekliliği sistemi kurma çabaları, 1997-1999 yılları arasında Hazine Müsteşarlığı koordinasyonunda yürütülen sosyal güvenlik reformu çalışmaları ile başlamıştır. 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nun 07.10.2001’de yürürlüğe girmesiyle birlikte sisteme ilişkin yasal zemin oluşturulmuştur. 27.10.2003’te ise ilk emeklilik planlarının onaylanması ile birlikte sistem faaliyete geçmiştir.

Ülkemizde bireysel emeklilik sistemi birçok kurumun yer aldığı hiyerarşik bir model üzerine kurulmuştur. Bireysel Emeklilik Danışma Kurulu, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu, Emeklilik Gözetim Merkezi, Emeklilik Şirketleri, Bireysel Emeklilik Acentaları ve Saklayıcı Kuruluşlar katılımcıların sisteme dâhil olmasını sağlayan başlıca aktörlerdir[10].

Bireysel Emeklilik Danışma Kurulu Hazine ve Maliye bakan yardımcısının başkanlığında, Hazine ve Maliye Bakanınca belirlenecek kamu kurum ve kuruluşlarından görevlendirilecek en az genel müdür düzeyinde birer temsilciden oluşur[11].

Bireysel emeklilik sistemi, bireylerin aktif çalışma yaşamları boyunca yapmış oldukları tasarrufları uzun vadeli yatırıma yönlendirerek bireylerin emeklilik dönemlerinde, yaşam standartlarını koruyabilmeleri için ek bir gelir elde etmelerini sağlayan özel bir emeklilik sistemidir[12].

Mevcut sosyal güvenlik sisteminin tamamlayıcısı niteliğindeki özel emeklilik sistemi; “Emeklilik Şirketi Yetki Belgesi” almış finans kurumlarında, çalışanlar adına mali ayrıcalıklara sahip birer Bireysel Emeklilik Hesabı açılması esasına dayanmaktadır. Bireysel emeklilik sisteminde işleyiş sözleşmenin kurulması ve katkıların toplanması, katkıların yatırıma yönlendirilmesi ve emeklilik olmak üzere üç aşamadan oluşmaktadır. Bireysel emeklilik sisteminin merkezinde katılımcı ve emeklilik şirketi bulunmaktadır. Sistemin temel unsuru katılımcı ve emeklilik şirketi arasında yapılan emeklilik sözleşmesidir[13].

Bireysel emeklilik hesaplarındaki birikimler bireysel hesaplarda takip edilmekte ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından uygun görülen bir saklama kuruluşunda (Takasbank) saklanmaktadır. Emeklilik Şirketleri tarafından sistemin her aşamasında katılımcılara çeşitli seçenekler sunularak, yatırımların yönlendirilmesinde tercih yapabilmelerine imkân sağlanmaktadır. Katkı payı ödeme, birikim ve emekliliğe hak kazanım aşamalarında vergi teşvikleri sağlanmaktadır[14].

Yaklaşık 19 yıldır uygulanan bireysel emeklilik sistemindeki son düzenleme 2017 yılında uygulamaya eklenen ve aşağıda detaylı olarak ele alınacak otomatik katılımdır.

  1. OTOMATİK KATILIM SİSTEMİ

Bireysel emeklilik sistemine ilişkin en önemli gelişmenin 2017 yılında eklenen ve 4 yılı aşkın süredir uygulamada olan otomatik katılım sistemi olduğu söylenebilir. Otomatik katılım ile birlikte gönüllü katılım esasına dayalı olan sistem zorunlu ve otomatik kayıt esasına da dayalı olarak mevcut durumunu devam ettirmektedir. OKS’ye ilişkin ilk yasal düzenleme 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’na eklenen Ek-2 nci ve geçici 2’nci maddelerle olmuştur. Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’e 2017 yılı Ocak ayında yürürlüğe girecek şekilde “Çalışanların İşverenleri Aracılığıyla Kanun’un Ek 2’nci Maddesi Kapsamında Bireysel Emeklilik Sistemine Dâhil Edilmesi” kısmı altıncı bölüm olarak eklenmiş ve 22/A maddesinden 22/Ö maddesine kadar OKS hakkında detaylı düzenlemelere yer verilmiştir[15]. Çalışanların emeklilik planına dâhil edilecekleri tarihlere ve ücretlerinden yapılacak katkı payı kesintisine ilişkin uygulama usul ve esasları ise aynı tarihte yürürlüğe giren Çalışanların İşverenleri Aracılığıyla Otomatik Olarak Emeklilik Planına Dahil Edilmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile düzenlenmiştir[16]. Söz konusu yönetmelikte kademeli olarak öngörülen geçiş süreci 01.01.2019 tarihi itibariyle tamamlanmıştır.

3.1. OKS Kapsamına Dâhil Olan Çalışanlar

4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu’nun Ek-2’nci maddesine göre OKS’ye katılabilmek için öncelikle Türk vatandaşı ya da 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun[17] 28’inci maddesi kapsamında mavi kart sahibi olmak gerekmektedir. Ayrıca 45 yaşını doldurmamış olmak ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun[18] 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre ya da 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun[19] geçici 20’nci maddesi kapsamında kurulmuş olan sandıkların iştirakçisi olarak ilk kez çalışmaya başlayanların sisteme dâhil olacağı düzenlenmiştir. Kanuna eklenen geçici 2’nci madde çerçevesinde halen istihdamda olan çalışanlar da sisteme dâhil edilmesi zorunlu tutulmuştur. Yine Kanun’a eklenen geçici 20’nci maddeyle bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birliklere ait sandıklara tabi çalışanlar da sisteme dâhil edilmiştir.

Çalışanların 45 yaşını doldurup doldurmadıklarının tespitinin nasıl yapılacağı; Çalışanların İşverenleri Aracılığıyla Otomatik Olarak Emeklilik Planına Dâhil Edilmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in[20] 8/A maddesinde; yönetmelik uyarınca emeklilik planına dâhil edilmeleri gereken takvim yılının ilk günü esas alınacağı belirtilmiştir. Ancak bu maddenin yayımı tarihinden önce emeklilik planına dâhil edilmesi gereken çalışanların 45 yaşını doldurup doldurmadığının tespitinde, 4632 sayılı Kanun’un geçici 2’nci maddesi uyarınca 1/1/2017 tarihi esas alınır şeklinde açıklanmıştır. Yine 18 yaşını doldurmamış çalışanların da sisteme dâhil edileceği madde devamında belirtilmiştir. Aynı maddenin devamında, 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) veya (c) bentlerinde yer almamakla beraber, 5510 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlar uyarınca, haklarında 5510 sayılı Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) veya (c) bentleri hükümleri uygulanan çalışanlar hakkında, bu Yönetmelik kapsamında emeklilik planına dâhil edilmeyeceği yönünde açıklamalar yapılmıştır. Bu çalışanlara örnekler Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan 16.01.2019 tarihli sektör duyurusu ekinde (EK-1)[21] ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Duyuru ekinde (EK-2/B’de) 45 yaşın hesaplanmasına ilişkin örnekler verilmiştir[22].

3.2. OKS Kapsamındaki Çalışanların Sisteme Dâhil Edilme Tarihleri

OKS’de kademeli bir geçiş öngörüldüğü daha önce ifade edilmişti. Çalışanların İşverenleri Aracılığıyla Otomatik Olarak Emeklilik Planına Dahil Edilmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 5’inci ve 6’ncı maddelerinde sırasıyla kamu idareleri ve özel sektör çalışanlarının emeklilik planına dâhil edilme tarihleri düzenlenmiştir. Kamu idarelerinde 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun eki (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerinde yer alan kamu çalışanları 01.04.2017 tarihinde, diğer kamu idarelerinde çalışanlar ise 01.01.2018 tarihinde OKS’ye dâhil edilmişlerdir. Özel sektör çalışanlarında ise dâhil olma tarihleri işyeri çalışan sayısına göre belirlenmiştir. Buna göre çalışan sayısı 1.000 ve üzeri olan işyerleri 01.01.2017 tarihinden itibaren, çalışan sayısı 250 ile 999 arasında olan işyerleri 01.04.2017 tarihinden itibaren, çalışan sayısı 100-249 arasında olan işyerleri 01.07.2017 tarihinden itibaren, çalışan sayısı 50 ile 99 arasında olan işyerleri 01.01.2018 tarihinden itibaren, çalışan sayısı 10-49 arasında olan işyerleri 01.07.2018 tarihinden itibaren, çalışan sayısı 5-9 arasında olan işyerleri 01.01.2019 tarihinden itibaren sisteme dâhil edilmiştir. Geçici 20’nci madde kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birliklere ait sandıklara tabi çalışanlar ise 01.01.2019 tarihinde sisteme dâhil edilmiştir. Çalışan sayısının nasıl tespit edileceği Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan 16.01.2019 tarihli sektör duyurusunda ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Buna göre Yönetmeliğin özel sektör çalışanları için 6’ncı maddesinde belirtilen yukarıdaki kapsama dâhil olma tarihlerinden önce Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) gönderilmesi gereken en son (A KODLU) “Aylık Prim ve Hizmet Belgesinde (4/a sigortalılar için)” yer alan “Toplam Sigortalı Bilgileri” sütunundaki “Sigortalı sayısı” satırında bildirilen sayının esas alınacağı, işverenin kendisine bağlı çalışanlar için farklı “Belge türü” nde aynı ay için birden fazla Aylık Prim ve Hizmet Belgesi verilmesi durumunda çalışan sayısının belirlenmesinde, her bir belgedeki “Sigortalı Sayısı” satırında bildirilen sayıların toplamının esas alınacağı belirtilmiştir. Sektör duyurusu EK-2/A’da[23] örnek tespitler belirtilmiştir. Yapılan açıklamalardan ve verilen örneklerden toplam çalışan sayısının tespitinde çalışanın “4/a veya 4/c kapsamında olmayanlardan” olması, 45 yaş üstünde olması vb. hususların dikkate alınmayacağı, o işverene bağlı tüm çalışanların sayısının esas alınacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca 27.12.2018 tarihinden önce çalışanlarını sisteme dâhil etmesi gerektiği halde etmemiş olan işverenlerin, çalışanlarını 27.02.2019 tarihine kadar sisteme dâhil etmesi gerektiği, bu şartı yerine getiren işverenlerin, çalışanlarını süresi içinde emeklilik planına dâhil etme yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılacağı belirtilmiştir. Bu kapsamdaki çalışanların ücretinden geçmiş aylara dönük herhangi bir kesinti yapılamayacağı, sadece çalışanın sisteme dâhil edildiği aya ilişkin ücretinden ve sadece bir aylık katkı payı kesintisi yapılacağı unutulmamalıdır.

Çalışanları sisteme dâhil olmuş bir işyerinde yeni çalışmaya başlayanlar ilk ücretlerinden katkı payı kesintisi yapılarak ilgili tutarın emeklilik şirketine aktarılmasıyla sisteme dâhil edilir. Çalışanları sisteme dâhil olmuş bir işverenin faaliyete yeni başlayan iş yerlerindeki çalışanlar da ilk ücretlerinden katkı payı kesintisi yapılarak ilgili tutarın emeklilik şirketine aktarılmasıyla sisteme dâhil edilir. 01.01.2019 tarihinden sonra faaliyete yeni başlayan bir işverene bağlı toplam çalıştırılacak sigortalı sayısı, “İşyeri Bildirgesi”nde 5 ve üzerinde ise en geç bir sonraki takvim yılının ilk ücret ödemesinde çalışanların ücretinden katkı payı kesintisi yapılarak ilgili tutarın emeklilik şirketine aktarılmasıyla çalışanlar sisteme dâhil edilir. 01.01.2019 tarihinden sonra “Aylık Prim ve Hizmet Belgesi”nde işverene bağlı toplam sigortalı sayısı ilk kez 5 ve üzerine çıkmış ise en geç bu belgenin verildiği ayı takip eden takvim yılının ilk ücret ödemesinde çalışanların ücretinden katkı payı kesintisi yapılarak ilgili tutarın emeklilik şirketine aktarılmasıyla çalışanlar sisteme dâhil edilir.

3.3. OKS’ye Dâhil Olan Çalışanlar İçin Emeklilik Sözleşmesi Yapılması

Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’e[24] göre çalışanlar, işverenin akdetmiş olduğu bir gruba bağlı bireysel emeklilik sözleşmesi kapsamında, ilgili emeklilik planına dâhil edilir. Birden fazla işveren ile iş akdi bulunan çalışanlar ise her bir işveren tarafından sunulan emeklilik planına ayrı ayrı dâhil edilir. İşverenler emeklilik şirketinin seçiminde hizmet kalitesini ve çalışana sağlanan avantajları dikkate alır ancak şirket seçimi sebebiyle şirketten komisyon dâhil hiçbir şekilde maddi menfaat sağlayamayacağı gibi, şirket de işverene bu şekilde bir teklifte bulunamaz[25]. İşverenler çalışanlarını farklı emeklilik planlarına dâhil edebilirler[26]. İşverenler ilgili döneme ait ödeme gününe kadar bireysel emeklilik hesabı açılmasına dair yatırım tercihine ilişkin bilgiler dâhil tüm bilgileri emeklilik şirketine eksiksiz iletmekle yükümlüdür. Şirket iletilen bilgilere göre bireysel emeklilik hesabı açar ve çalışan plana dâhil edilmiş olur[27]. Yapılacak emeklilik sözleşmesinde asgari olarak tarafların hak ve yükümlülükleri, ücret ödeme günü ve mutabakat süreci, ilgililere yapılacak iade ve ödeme esasları, çalışana ait güncel verilerin tutulması ve ilgililere yapılacak bildirimlerin usulünün belirlenmesi gerekmektedir[28].

 

3.4. Katkı Payı Hesabı ve Emeklilik Şirketine Aktarılması

OKS’de çalışanlardan kesilecek katkı payı ilgisine göre çalışanın prime esas kazancının veya emeklilik keseneğine esas aylığın yüzde üçüne karşılık gelen tutardır.[29] Bu tutarın en geç çalışanın ücretinin ödeme gününü takip eden iş günü, bu Kanun hükümleri uyarınca işveren tarafından şirkete aktarılması gerekmektedir. İşveren katkı payını zamanında şirkete aktarmaz veya geç aktarırsa çalışanın varsa birikiminde oluşan parasal kaybından sorumludur. Bu konuda aylık işlemlerini Maliye Bakanlığının (Muhasebat Genel Müdürlüğü) bilişim sistemleri üzerinden yürüten harcama birimlerinin katkı payları, şirketin aynı hesabına ödeneceği, katkı payının Maliye Bakanlığı (Muhasebat Genel Müdürlüğü) bilişim sistemlerinin herhangi bir nedenle geçici olarak hizmet dışı kalması sonucu emeklilik sözleşmesinde belirlenen ödeme gününde şirkete ödenememesi halinde, Maliye Bakanlığınca da bu durumun teyit edilmesi halinde işverene veya muhasebe birimine herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceği yönetmelikte düzenlenmiştir[30]. Çalışanın, emeklilik planına dâhil edildiği tarihten önceki bir döneme ilişkin ücret ödemelerinden katkı payı kesintisi yapılamaz ve ücreti peşin ödenen çalışanlara, emeklilik planına dâhil edildiği tarihten önceki dönemde ödenen ücretlerinden katkı payı kesintisi yapılmaz[31].

3.5. Cayma, Ayrılma ve Ara Verme Hakkı

Çalışanların ücretinden kesilmek suretiyle yapılan ilk katkı payının şirket hesaplarına nakden intikal ettiği tarihi takip eden işgünü emeklilik planına dâhil edildiği şirket tarafından çalışana posta yoluyla veya güvenli elektronik iletişim araçları ile bildirilmesini müteakip iki ay içinde çalışan cayma hakkını kullanabileceği gibi cayma süresinden sonra da çalışan dilediği zaman sistemden ayrılabilir. Çalışan cayma hakkını posta yoluyla veya güvenli elektronik iletişim araçlarıyla ilgili emeklilik sözleşmesi hükümlerine göre işverene veya şirkete bildirir. Cayma bildiriminin ulaşmasını müteakip on iş günü içinde ödenen katkı payları, varsa hesabında bulunan yatırım gelirleri ile birlikte çalışana iade edilir[32]. Şirket, cayma süresince ödenen katkı paylarının değer kaybetmemesini sağlayacak şekilde fon yönetiminden sorumludur[33]. Çalışan katkı payı ödemeye talep tarihinden itibaren azami 3 aylık süre için ara verebilir. Bu sürenin bitiminden önce veya bitimini müteakip tekrar ara verme talebinde bulunulması mümkündür. Çalışan ara verme talebini en geç ücret ödeme gününden üç işgünü öncesine kadar iletir. Bu tarihten sonra iletilen talepler, ancak bir sonraki aya ilişkin ücret ödemesinden itibaren dikkate alınır[34].

Cayma veya ayrılma hakkını kullanarak çıkan çalışanların, cayma veya ayrılma tarihinden itibaren 3 yıl içinde yalnızca bir defalığına sisteme tekrar dâhil edileceği düzenlenmiştir[35]. 16.01.2019 tarihli sektör duyurusunda bu hususa ilişkin olarak işverenler tarafından bu aşamada yapılması gereken herhangi bir iş veya işlem bulunmadığı belirtilmiştir.

3.6. Çalışanın İş Yerinin Değişmesi

Çalışanın iş yerinin değişmesi hâlinde, yeni işyerinde bu madde kapsamında bir emeklilik planı var ise çalışanın birikimi ve sistemde kazandığı emekliliğe esas süresi yeni işyerindeki emeklilik sözleşmesine aktarılır. Yeni iş yerinde emeklilik planının bulunmaması hâlinde çalışan, talep ederse önceki işyerinde düzenlenmiş sözleşme kapsamında katkı payı ödemeye devam edebilir, talep etmezse bu madde kapsamındaki emeklilik sözleşmesi sonlandırılır[36]. Yönetmelikte yeni plana aktarma şirket değişikliği gerektirmesi halinde aktarım, şirket değişikliği gerektirmemesi halinde ise plan değişikliği süreçleri Müsteşarlıkça belirlenen esaslar çerçevesinde gerçekleştirileceği belirtilmiştir[37]. Ayrıca yeni işyerinde çalışanlara sunulan bir emeklilik planı bulunmaması halinde, önceki işyerinde dâhil olduğu emeklilik planı kapsamında Müsteşarlıkça belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde en az ilgili takvim yılının ilk altı ayında uygulanacak asgari brüt ücretin yüzde üçü oranında katkı payı ödemeye devam edilebileceği, yeni işyerinin kapsama alınması halinde, çalışanın yeni işyeri kapsamındaki emeklilik planına dâhil edileceği belirtilmiştir[38]. Birden fazla sözleşmeye ödeme yapan çalışanın hizmet akdinin sonlanması sebebiyle, sonlanan akit uyarınca açılan sözleşme kapsamındaki birikim ve devlet katkısı hesabındaki tutarlar bu bölüm kapsamında yürürlükte bulunan sözleşmelerinden tercih ettiğine aktarılacağı da Yönetmeliğin aynı maddesinde ifade edilmiştir[39].

Çalışan cayma ya da ayrılma hakkını kullandıktan sonra işyerini değiştirmesi halinde, yeni işyerinde emeklilik planına dâhil edilmesi gerekmeyecektir.

  1. OTOMATİK KATILIMIN GETİRMİŞ OLDUĞU YÜKÜMLÜLÜKLER

Sigortacılık Genel Müdürlüğünün 30.12.2019 tarihinde yayımladığı 2016/39 sayılı Genelge’de Emeklilik Gözetim Merkezi’ne, emeklilik şirketlerine ve işverenlere OKS kapsamında getirilen yükümlülüklerle ilgili detaylı açıklamalara yer verilmiştir.

4.1. Emeklilik Gözetim Merkezi

Genelge’nin 6’ncı maddesinde EGM’nin katkı payına ilişkin sorumlulukları altı fıkrada açıklanmıştır. Buna göre; EGM, SGK ya da diğer kurumlardan temin ettiği prime esas kazanca ilişkin verilerle şirketlerden temin ettiği verileri karşılaştırmak suretiyle katkı payı miktarının asgari orana uygunluğunu ve katkı payı intikalinin  Kanun’un ek 2’nci maddesinde belirlenen süreye uygunluğunu aylık olarak kontrol eder. EGM tarafından sağlanan İşveren Takip Sistemi (İTS) üzerinden işverenlerin raporlamaları hakkında güvenli elektronik iletişim araçları ile bildirim yapar, ilgili şirkete de bu bildirim hakkında bilgi verir. EGM, MBS (Hazine ve Maliye Bakanlığı Muhasebat ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü bilişim sistemleri) kapsamında olan çalışanlara ilişkin katkı payı verilerinin şirketle paylaşılmasına ve çalışan taleplerinin MBS’ye iletilmesine aracılık eder. EGM, yaptığı kontroller neticesinde çalışanın ücretinden kesilmesine rağmen şirkete ödenmediği, eksik veya geç ödendiğini tespit ettiği katkı paylarının ve varsa getirilerinin takip ve tahsili ile bu tutarların şirkete aktarımını yapar. EGM, bu bölüm kapsamında, ilgisine göre işverene, şirkete, Hazine ve Maliye Bakanlığına ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gerekli raporlama ve bilgilendirmeleri yapar[40].

4.2 Emeklilik Şirketi

Genelge’nin 4’üncü, 5’inci ve 9’uncu maddelerinde OKS ile ilgili olarak emeklilik şirketlerinin yükümlülükleri açıklanmıştır.

4.2.1. Katkı Payına İlişkin Sorumlulukları

Şirket, işveren tarafından ödenen toplam katkı payı tutarını, Tahsilat Verisine (Asgari içeriği ek-22’de belirtilen tahsilata ilişkin bilgileri içeren form) uyumlu olarak çalışan bazında ayrıştırır ve çalışanların bireysel emeklilik hesaplarına aktarır. Şirket, ödenen toplam katkı payı tutarı ile Tahsilat Verisi kapsamında iletilen toplam tutar aynı olduğu halde söz konusu tutarı Tahsilat Verisine aykırı şekilde çalışanlar arasında paylaştırır ise oluşan zararı çalışanın fon dağılımını dikkate alarak giderir. Şirket, üç aylık dönemlerde, her ödeme dönemini ayrı gösterecek şekilde her bir çalışana ücretinden kesilen katkı payı tutarları ile kesinti oranı hakkında yazılı veya güvenli elektronik iletişim araçları ile bilgi verir. Şirket, sözleşme akdettiği işverenin İTS’ye kayıt sürecini başlatmakla ve işverene gerekli bildirimleri yapmakla yükümlüdür[41].

4.2.2. Başlangıç Döneminde Birikimin Korunması

Cayma hakkı kullanılmasa dahi, başlangıç dönemi boyunca OKS kapsamında ödenen katkı paylarının değer kaybetmemesini sağlayacak şekilde fon yönetiminden ve fon getirilerinde ortaya çıkacak düşüş nedeniyle oluşacak çalışan zararından şirket sorumludur. Cayma hakkını kullanan çalışanların ayrılma tarihinde, cayma hakkını kullanmamış çalışanların ise başlangıç dönemi sonunda toplam birikimleri kontrol edilir ve varsa değer kaybı şirket tarafından başlangıç döneminin sonunda giderilir. Başlangıç dönemi sonunda, çalışanın bireysel emeklilik hesabında en az kendisinden tahsil edilen katkı payı tutarının bulunması zorunludur.[42]

 

 

4.2.3. Çalışanların Talebi Üzerine Yapılan Katkı Payı İadeleri

Prime esas kazanç (PEK)[43] düzeltmesi kapsamında olmayan katkı payı iadeleri, tahsilatın şirkete intikal ettiği tarihten itibaren en geç dört ay içinde yapılır. PEK düzeltmesi kapsamında olmayan fazla katkı payı ödemesi bir sonraki dönem katkı payı ödemesinden mahsup edilemez. Ücretin peşin ödendiği kısmi çalışma durumunda, çalışılmayan döneme ilişkin katkı payı ödemesi için kısmi iade yapılmaz. Bununla birlikte, çalışanın talebi halinde ilgili döneme ait katkı payı tutarının tamamı, talebin şirkete ulaşmasını müteakip beş iş günü içinde çalışana iade edilir.  İş akdinin sona ermesi sebebiyle, hakkında SGK’ya işten çıkış bildirimi yapılan çalışana, bildirimden sonra PEK verisini etkileyecek şekilde yapılan ödemelerden hiçbir şekilde katkı payı kesintisi yapılamaz. Sehven katkı payı kesintisi yapılmış olması halinde ise çalışanın talebi halinde ilgili katkı payı tutarının tamamı, talebin şirkete ulaşmasını müteakip beş iş günü içinde çalışana iade edilir[44].

4.3. İşveren

4.3.1. Katkı Payına İlişkin İşverenin Sorumlulukları

İşveren, Tahsilat Verisinin ve katkı payı tutarlarının sözleşme akdettiği şirketlere gönderim usulünü sözleşmede kararlaştırır. İşveren, İşveren Takip Sistemine (İTS’ye) kaydolmakla, sistem üzerinden yapılan bildirim ve uyarıları takip etmekle ve İTS’de kayıtlı bilgilerinin güncelliğini ve doğruluğunu sağlamakla yükümlüdür. İşveren, katkı payına ilişkin her türlü iş ve işlemin hatasız şekilde yürütülmesini teminen gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. İşverenden kaynaklanan hatalar nedeniyle ortaya çıkan çalışan zararının giderilmesi ve ödenmemiş, geç veya eksik ödenmiş katkı paylarına ilişkin her türlü masrafın karşılanması işverenin sorumluluğundadır. İşveren, ödemediği, geç ödediği veya eksik ödediği katkı paylarına ilişkin gerekli düzeltmeleri ivedilikle yapmak zorundadır. Tahsilat işlemlerinin gerçekleştirilmesinde kamu kurumlarında, MBS kapsamında olan çalışanların katkı payı kesintilerine ilişkin tüm işlemler, MBS üzerinden; diğer çalışanların katkı payı kesintilerine ilişkin tüm işlemler ise ilgili kamu kurumu tarafından yürütülür[45].

4.3.2. Ödenmeyen Veya Eksik Ödenen Katkı Paylarının Tahsilatı

6’ncı madde kapsamında yapılan kontroller sonucunda ödenmediği veya eksik ödendiği EGM tarafından tespit edilen katkı payı tutarları, İTS üzerinde raporlanır. Raporlama yapıldığına ilişkin bilgi güvenli elektronik iletişim araçları ile işverene iletilir. İşveren, ödenmeyen veya eksik ödenen katkı paylarını çalışanın ücretinden kesip kesmediğine ilişkin beyanını, raporlama tarihini takip eden ayın sonuna kadar İTS üzerinden EGM’ye iletir. İşverenin ikinci fıkra kapsamında beyanını iletmemesi veya İTS’ye kayıt olmaması nedeni ile işverene raporlamaya ilişkin bildirim yapılamaması halinde, raporlanan tutarların çalışanın ücretinden kesilmesine rağmen işverence ödenmediği veya eksik ödendiği kabul edilir. Katkı payını ödemediği veya eksik ödediği İTS üzerinden iletilen beyanlar da dikkate alınarak EGM tarafından tespit edilen işverenler Bakanlığa bilgi verilerek, Çalışma Bakanlığına raporlanır.  EGM, işverene, ödemesi gereken, ödenmeyen veya eksik ödenen katkı payı tutarı ile güncel tutar bilgisini varsa yatırıma yönlendirilmesinin gecikmesi nedeni ile oluşan getiri kaybına ilişkin ödenmesi gereken güncel tutar bilgisini şirketlerden temin ederek İTS üzerinden raporlar. İşveren, İTS üzerinden kendisine bildirilen güncel tutarı ilgili şirketin hesabına öder. EGM, altıncı fıkra kapsamında yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenleri, Bakanlığa bilgi vererek, Çalışma Bakanlığına raporlar. İşverenin bu madde kapsamında kesinleşen borcu, çalışan adına EGM tarafından 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre tahsil edilir. EGM tarafından gerçekleştirilen tahsilatlar, en geç, tahsil edilen tutarın EGM hesaplarına intikalini takip eden iş günü EGM tarafından çalışanın hesabına aktarılmak suretiyle gerekli bilgiler ile birlikte şirkete iletilir[46].

4.3.3. Geç Ödenen Katkı Payları Nedeniyle Oluşan Getiri Kaybının Tahsilatı

6’ncı madde kapsamında geç ödendiği EGM tarafından tespit edilen katkı payı tutarları, İTS üzerinde raporlanır. Raporlama yapıldığına ilişkin bilgi güvenli elektronik iletişim araçları ile işverene iletilir. Katkı payını geç ödediği EGM tarafından tespit edilen işverenler Bakanlığa bilgi verilerek, Çalışma Bakanlığına raporlanır. EGM, geç ödenen katkı paylarının, yatırıma geç yönlendirilmesi nedeni ile varsa oluşan getiri kaybına ilişkin ödenmesi gereken güncel tutar bilgisini şirketlerden temin ederek İTS üzerinden işverene raporlar. İşveren, İTS üzerinden kendisine bildirilen tutarı ilgili şirket hesabına İTS üzerinden güncel tutarın hesaplandığı gün ödemek zorundadır. İşverenin dördüncü fıkradaki yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde, EGM tarafından 7’nci maddenin yedi ila dokuzuncu fıkraları kapsamında işlem tesis edilir[47].

  1. OTOMATİK KATILIMIN DENETİMİ

Bu başlık atında OKS’nin denetim ve kontrolü daha çok çalışanların hakları ve işverenlerin yükümlülükleri kapsamında Emeklilik Gözetim Merkezi ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan kontrol ve denetimler açısından ele alınmaya çalışılacaktır. Bunun dışında bireysel emeklilik sistemi farklı yönlerden kapsamlı olarak sürekli kontrol edilmektedir. Sistem, EGM tarafından yapılan günlük gözetim ve denetim, Sermaye Piyasası Kurumu’nca yılda en az bir kez yapılan denetim, aktüeryal denetim, iç kontrol denetimi, bağımsız dış ve iç denetim gibi birçok açıdan denetlenmektedir.[48] Bireysel emeklilik sisteminin geneliyle ilgili olarak 4632 sayılı Kanun’un 22’nci maddesinde idari cezalar, 23’üncü maddesinde ise adli cezalar düzenlenmiştir.

OKS’de Emeklilik Gözetim Merkezi ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yapılan kontrol ve denetimler aşağıda açıklanacaktır.

5.1. EGM Tarafından Giriş Takvimine İlişkin Kontrol

Emeklilik şirketleri OKS kapsamında sözleşme akdettikleri işverenlere ilişkin verileri EGM’ye iletir. İşverenlerin, sözleşme akdetme ve çalışanlarını giriş takvimine uygun şekilde sisteme dâhil etme yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri her takvim yılı için müteakip takvim yılının Mart ayı sonuna kadar EGM tarafından kontrol edilir. Yapılacak kontrolde, giriş takvimi kapsamında, çalışanın plana dâhil edilmesi gereken son tarihten önce işveren tarafından SGK’ya iletilmesi gereken en son aylık prim ve hizmet belgesinde veya işyeri bildirgesinde yer alan çalışan sayısı esas alınır. Kontrol, SGK verilerinden temin edilen çalışan sayısına göre oluşturulan işveren listesinin, şirketlerce iletilen verilerle karşılaştırılması suretiyle yapılır. Kontrol sonucunda, sözleşme akdetme, çalışanlarını plana dâhil etme yükümlülüklerini yerine getirmeyen veya Kapsam Yönetmeliğinde belirlenen tarihlerden geç bir tarihte dâhil ettiği tespit edilen işverenler, EGM tarafından belirlenen ve Çalışma Bakanlığınca uygun görülen biçim ve içerikte Çalışma Bakanlığına raporlanır. EGM, yaptığı raporlamaya ilişkin olarak Bakanlığa da bilgi verir.

5.2. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Tarafından Yapılan Denetim

OKS’nin düzenlendiği 4632 sayılı Kanun’un Ek-2’nci maddesinde, işverenlerin OKS kapsamındaki yükümlülüklerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından denetleneceği belirtilmiştir. İşverenlerin madde kapsamındaki yükümlülüklere ve madde uyarınca yürürlüğe konulan düzenlemelere uymaması halinde her bir ihlal için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yüz Türk lirası idari para cezası uygulanacağı belirtilmiştir. Çalışanların İşverenleri Aracılığıyla Otomatik Olarak Emeklilik Planına Dahil Edilmesine İlişkin Sektör Duyurusu’nda (2019/2); her bir çalışan için, ilgili çalışanın sisteme dâhil edilmediği ay sayısı kadar idari para cezası uygulanacağı açıklanmıştır. Buna göre; her bir ihlal, işçi ve ay açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunun yanında aynı ayda aynı çalışan için gerçekleşmiş farklı ihlaller için tek bir idari para cezasının uygulanması gerekmektedir. Örneğin; bir çalışan için aynı ayda eksik katkı payı kesilmesi ve katkı payı tutarının emeklilik şirketine geç aktarılması hali tek bir ihlal olarak değerlendirilecektir. Kanunda öngörülen idari para cezasının maktu nitelikte olması nedeniyle sonraki yıllar için Vergi Usul Kanunu genel tebliğleri uyarınca yeniden değerlenmeye tabi tutularak uygulanacağı unutulmamalıdır. Daha önce de ifade edildiği üzere yapılan geçici düzenlemeyle 27.12.2018 tarihinden önce çalışanlarını otomatik olarak emeklilik planına dâhil etmesi gerektiği halde bunu yapmamış işverenler için 27.02.2019 tarihine kadar çalışanlarını sisteme dâhil etmeleri halinde çalışanlarını geç dâhil etme dolayısıyla idari para cezası uygulanmayacaktır.

Hangi fiillerin idari para cezasıyla cezalandırılacağına örneklendirilecek olursa; emeklilik şirketi ile sözleşme akdedilmemesi, çalışanın zamanında ya da hiç sisteme dâhil edilmemesi, OKS kapsamı dışında olan çalışanın sisteme dâhil edilmesi, cayma ya da ayrılma hakkını kullanarak sistemden ayrılan çalışandan katkı payı kesintisi yapılmaya devam edilmesi, katkı payı tutarlarının emeklilik şirketine süresinde aktarılmaması ya da hiç aktarılmaması sayılabilir.

 

SONUÇ

2001 yılında ülkemizde gönüllülük esasına dayalı olarak uygulanmaya başlanan bireysel emeklilik sistemi, 2017 yılında zorunluluk esasına dayalı otomatik katılımın dâhil olmasıyla birlikte karma bir yapıyla yoluna devam etmektedir. Yürürlüğe girmesiyle kademeli bir geçiş süreci öngörülen otomatik katılım sisteminde 01.01.2019 tarihi itibariyle geçiş süreci tamamlanmıştır. Çalışanlar açısından kimlerin OKS kapsamında olduğu, ne zaman emeklilik planlarına dâhil edilmeleri gerektiği, çalışanların cayma, ayrılma ve ara verme hakları, tekrar sisteme dâhil olup olamayacakları yasal düzenlemelerle kesin kurallara bağlanmıştır. Yine bu kapsamda işverenlere, emeklilik şirketlerine ve sistemde yer alan kurumsal yapıya bir takım görev ve sorumluluklar yüklenmiş olup işverenler açısından üstlenilen yükümlülüklerin denetimi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişlerince yerine getirilmektedir. Bu kapsamda özellikle çalışan sayısı fazla olan ve yükümlülüklerini uzun süre yerine getirmeyen işverenler yüksek idari para cezaları ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Söz konusu durumlarla karşılaşmamak için işverenlerin kapsama dâhil olur olmaz çalışanlarını emeklilik planlarına dâhil etmeleri, kesilen katkı paylarını yasal düzenlemelere uygun olarak hesaplayıp ücret ödeme gününden bir gün sonra ilgili emeklilik şirketine aktarmaları gerekmektedir. Buradaki ücret ödeme gününün emeklilik şirketi ile yapılan sözleşmede yer aldığının ayrıca belirtilmesi yerinde olacaktır. Yine yapılan düzenlemeyle 18 yaşını doldurmamış çalışanların da artık sisteme dâhil olduğu unutulmamalıdır. İşverenlerin OKS kapsamında olmayan çalışanlarından katkı payı kesintisi yapmamaları, OKS kapsamındaki çalışanlarının kendilerine ya da emeklilik şirketine iletmiş oldukları cayma beyanlarını dikkate alarak ilgili çalışan için sonraki ücret döneminde katkı payı kesintisine son vermeleri önem arz etmektedir. Aksi halde idari para cezası uygulaması ile karşı karşıya kalınacaktır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYNAKÇA

AKGEYİK, Tekin. “Sosyal Güvenlikte Reform Eğilimleri: Geleneksel Sistemlerden Bireysel Emeklilik Programlarına Dönüşüm”, Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, Sayı: 51 (2006), ss.47-99.

AKIN, Faruk ve ŞENER Orhan. “Özel Emeklilik Fonları ve Türkiye’de Bireylerin Bireysel Emeklilik Sistemine Giriş Kararlarını Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma”, Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F.Dergisi, Cilt XXVIII, Sayı I (2010): 291-321.297.

BUĞRA, Ayşe. Kapitalizm, Yoksulluk ve Türkiye’de Sosyal Politika, İstanbul: İletişim Yayınları (2011), s.161.

CURAL Mehmet. Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Mali Yapısı Ve Sisteme Yapılan Bütçe Transferlerinin Ekonomik Yansımaları, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 21, Sayı 2 (2016): 693-706.

GÖKBAYRAK Şenay. “Türkiye’de Sosyal Güvenliğin Dönüşümü”, Çalışma ve Toplum, Sayı 2 (2010): 141-162, s.145. 

KORKMAZ, Esfender. Sosyal Güvenlikte Yeni Yaklaşım: Bireysel Emeklilik, İstanbul: İstanbul Ticaret Odası Yayınları, 2007.

TOPALHAN, Türker. “Türkiye’de Altıncı Yılında Bireysel Emeklilik Sistemi ve Uygulama Sonuçları”, Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F, Kamu-İş; Cilt 11, Sayı 2 (2010):165-210.

UYAR, İLGİN Hilal. “Türkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemi İle Ekonomik Gelişmişlik Arasındaki İlişkinin İncelenmesi” Yüksek Lisans Tezi, T.C. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011. s.42.

YAMAN Okan ve MURAT Emir. "Bireysel Emeklilik Sisteminin Denetim ve Muhasebe Yapısı" Mali Çözüm Dergisi, Sayı Mart-Nisan (2012): 55-70.

Sosyal Güvenlik Kurumu. (Erişim 16.06.2021) http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/kurumsal/kurumumuz

Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, R.G. 17.12.2016 / 29921.

Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu, K.T. 28.03.2001/4632, R.G. 07.04.2001/24366.

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, 1 sayılı, R.G. 10.7.2018 / 30474.

Çalışanların İşverenleri Aracılığıyla Otomatik Olarak Emeklilik Planına Dâhil Edilmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, R.G. 02.01.2017 / 29936.

 

Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü, Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Genelge (2016/39).

Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğünün 16.01.2019 tarihli "Çalışanların İşverenleri Aracılığıyla Otomatik Olarak Emeklilik Planına Dahil Edilmesine İlişkin Sektör Duyurusu"(2019/2)

İşsizlik Sigortası Kanunu, K.T. 25.8.1999/4447, R.G. 08.09.1999/ 23810.

Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu, K.T.16.05.2006/5502, R.G. 20.05.2006/ 26173.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, K.T. 31.05.2006/5510, R.G. 16.06.2006 /26200.

Sosyal Sigortalar Kanunu, K.T. 17.07.1964 / 506, R.G. 29, 30, 31.07.1964-01.08.1964 /11766-11769.

Türk Vatandaşlığı Kanunu, K.T. 29.05.2009/5901, R.G. 12.06.2009/27256.

 

[1] Sosyal Güvenlik Kurumu. (Erişim 16.06.2021) http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/sgk/tr/kurumsal/kurumumuz

[2] Tekin AKGEYİK, “Sosyal Güvenlikte Reform Eğilimleri: Geleneksel Sistemlerden Bireysel Emeklilik Programlarına Dönüşüm”, Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, Sayı: 51 (2006): 50.

[3] Ayşe BUĞRA, Kapitalizm, Yoksulluk ve Türkiye’de Sosyal Politika, (İstanbul: İletişim Yayınları, 2011): 161.

[4] Şenay GÖKBAYRAK, “Türkiye’de Sosyal Güvenliğin Dönüşümü”, Çalışma ve Toplum Dergisi, Sayı:2 (2010): 145. 

[5] İşsizlik Sigortası Kanunu, K.T. 25.8.1999/4447, R.G. 08.09.1999/ 23810.

[6] GÖKBAYRAK, a.g.m., 146-147.

[7] Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu, K.T. 28.03.2001/4632, R.G. 07.04.2001/24366.

[8] Sosyal Güvenlik Kurumuna İlişkin Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun, K.T.16.05.2006/5502, R.G. 20.05.2006/ 26173.

[9] Mehmet Cural, “Türk Sosyal Güvenlik Sisteminin Mali Yapısı Ve Sisteme Yapılan Bütçe Transferlerinin Ekonomik Yansımaları”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt 21, Sayı 2 (2016): 695.

[10] Esfender KORKMAZ, Sosyal Güvenlikte Yeni Yaklaşım: Bireysel Emeklilik, (İstanbul: İstanbul Ticaret Odası Yayınları, 2007), 165.

[11] Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, 1 sayılı, R.G. 10.7.2018 / 30474.

[12] Türker TOPALHAN, “Türkiye’de Altıncı Yılında Bireysel Emeklilik Sistemi ve Uygulama Sonuçları”, Gazi Üniversitesi İ.İ.B.F, Kamu-İş; Cilt 11, Sayı 2 (2010): 165.

[13] Hilal UYAR İLGİN, “Türkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemi İle Ekonomik Gelişmişlik Arasındaki İlişkinin İncelenmesi” (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, T.C. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011), 42.

[14] Faruk AKIN ve Orhan ŞENER. “Özel Emeklilik Fonları ve Türkiye’de Bireylerin Bireysel Emeklilik Sistemine Giriş Kararlarını Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi Üzerine Bir Araştırma”, Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F.Dergisi, Cilt XXVIII, Sayı I (2010):297.

[15] Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, R.G. 17.12.2016 / 29921.

[16] Çalışanların İşverenleri Aracılığıyla Otomatik Olarak Emeklilik Planına Dâhil Edilmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, R.G. 02.01.2017 / 29936.

[17] Türk Vatandaşlığı Kanunu, K.T. 29.05.2009/5901, R.G. 12.06.2009/27256.

[18] Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, K.T. 31.05.2006/5510, R.G. 16.06.2006 /26200.

[19] Sosyal Sigortalar Kanunu, K.T. 17.07.1964 / 506, R.G. 29, 30, 31.07.1964-01.08.1964 /11766-11769.

[20] Çalışanların İşverenleri Aracılığıyla Otomatik Olarak Emeklilik Planına Dâhil Edilmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, R.G. 02.01.2017 / 29936.

[21]

SİSTEME DAHİL EDİLMEYECEK 4-A’LILARA İLİŞKİN ÖRNEKLER:

İşçi sendikaları ve konfederasyonları ile sendika şubelerinin başkanlıkları ve yönetim kurullarına seçilenler,

Bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan; film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar ile düşünürler ve yazarlar,

Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri,

2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılanlar,

24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanununda belirtilen umumî kadınlar,

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen kurslarda usta öğretici olarak çalıştırılanlar,

Kamu idarelerinde ders ücreti karşılığı görev verilenler,

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (C) bendi kapsamında çalıştırılanlar,

Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen Toplum Yararına Çalışma Programlarından yararlananlar,

Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler,

Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular,

Tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanlar,

18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanunu 74 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince güvenlik korucusu olarak görevlendirilenler,

24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 21 inci maddesi kapsamında iş kaybı tazminatı alanlar,

Haklarında, SGK tarafından ilan edilen Aylık Prim ve Hizmet Belgesi türlerinden 2, 7, 19, 21, 22, 23, 24, 28, 31, 32, 34, 37, 39, 41, 42, 43, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 90, 91 veya 92 no.lu belgenin tanzim edildiği çalışanlar.

 

SİSTEME DAHİL EDİLMEYECEK 4-C’LİLERE İLİŞKİN ÖRNEKLER:

 

Kuruluş ve personel kanunları veya diğer kanunlar gereğince seçimle veya atama yoluyla kamu idarelerinde göreve gelenlerden; bu görevleri sebebiyle kendilerine ilgili kanunlarında Devlet memurları gibi emeklilik hakkı tanınmış olanlardan hizmet akdi ile çalışmayanlar

 

Başbakan, Cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları, il encümeninin seçimle gelen üyeleri,

 

5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında iken, bu kapsamdaki kişilerin kurduğu sendikalar ve konfederasyonları ile sendika şubelerinin başkanlıkları ve yönetim kurullarına seçilenlerden aylıksız izne ayrılanlar,

 

Harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda, Milli Savunma Bakanlığı hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî öğrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tâbi tutulan adaylar,

 

Polis Akademisi ile fakülte ve yüksek okullarda, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken EGM hesabına okumaya devam eden öğrenciler ile polis naspedilmek üzere Polis Meslek Eğitim Merkezlerinde polislik eğitimine tabi tutulan adaylar,

 

Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi ile fakülte ve yüksekokullarda Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı nam ve hesabına okumaya devam edenler ile subay ve astsubay naspedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adaylar.

   

 

[22] Örnek 7- Kamu veya özel sektörde 1 Ocak 2017 tarihi ve öncesinde çalışmakta olan çalışanlarını, Yönetmelikteki takvim uyarınca 27 Aralık 2018 tarihine kadar sisteme dâhil etmesi gereken bir işverenin çalışanlarının 1 Ocak 2017 tarihi itibarıyla 45 yaşını doldurup doldurmadığına bakılır. Anılan tarih itibarıyla 45 yaşını doldurmamış çalışanlardan sisteme dâhil edilmemiş olanlar varsa işverenlerin, bu çalışanları en geç 27 Şubat 2019 tarihine kadar sisteme dâhil etmeleri gerekmektedir.

Örnek 8- Kamu veya özel sektörde çalışanlarını hâlihazırda sisteme dâhil etmiş olan bir işveren bünyesinde 23 Kasım 2018 tarihinde işe başlamış olan bir çalışan için bu çalışanın ilk ücret ödemesi 15 Aralık 2018 olduğunda, o çalışanın 1 Ocak 2017 tarihinde 45 yaşını doldurup doldurmadığına bakılır. 27 Aralık 2018 tarihinden önce çalışanlarını sisteme dâhil etmiş olan işverenlerin, 1 Ocak 2017 tarihinde 45 yaşın altında olan çalışanlarını en geç 27 Şubat 2019 tarihine kadar sisteme dâhil etmeleri gerekmektedir.

Örnek 9- Kamu veya özel sektörde çalışanlarını hâlihazırda sisteme dâhil etmiş olan bir işveren bünyesinde 12 Haziran 2020 yılında işe başlamış çalışanın ilk ücret ödemesi 12 Temmuz 2020 tarihinde olduğunda, o çalışanın 1 Ocak 2020 tarihinde 45 yaşını doldurup doldurmadığına bakılır.

Örnek 10- Kamu veya özel sektörde çalışanlarını hâlihazırda sisteme dâhil etmiş olan bir işveren bünyesinde 25 Aralık 2018 tarihinde işe başlamış olan çalışanın ilk ücret ödemesi 15 Ocak 2019 olduğunda, o çalışanın 1 Ocak 2019 tarihinde 45 yaşını doldurup doldurmadığına bakılır.

[23] Örnek 1- 1 Ocak 2019 tarihi için tespit yapılırken, Kasım 2018 çalışan sayısını gösteren ve işverenin SGK’ya 23 Aralık 2018 tarihine kadar iletmesi gereken Aralık ayı Aylık Prim ve Hizmet Belgesi” nde yer alan “sigortalı sayısı”na bakılır.

Örnek 2- Özel sektörde faaliyet gösteren bir işverenin 1 no.lu belge türünde düzenlediği 2017 yılı Aralık ayı Aylık Prim ve Hizmet Belgesi’nde “sigortalı sayısı” 40, 4 no.lu belge türünde düzenlediği 2017 yılı Aralık ayı Aylık Prim ve Hizmet Belgesi’nde “sigortalı sayısı” 10’dur.  1 Ocak 2018 tarihi için tespit yapılırken, o işverene bağlı toplam çalışan sayısı için her bir belgedeki sigortalı sayısının toplamı olan 50 esas alınır.

Örnek 3- 1 Ocak 2018 tarihinde yapılacak kontrolde, bir işverenin SGK’ya ilettiği 2017 yılı Aralık ayı Aylık Prim ve Hizmet Belgesi’nde “sigortalı sayısı” 75’dir. Bu sigortalıların 20’si 45 yaşın üzerinde, 3’ü 18 yaşın altında, 5’i mevsimlik işçi, 3’ü kısmi süreli (part-time) çalışandır. Bu durumda, herhangi bir ayrıma gidilmeksizin, anılan belgedeki sigortalı sayısı 75 olduğundan, işverenin çalışanlarını sisteme dâhil etme yükümlülüğü için 01.01.2018 tarihinden sonra yapılan ilk ücret ödemesi esas alınır.

Örnek 4- 2017 yılı Haziran ayı Aylık Prim ve Hizmet Belgesi’nde yer alan sigortalı sayısı 100-249 arasında olan bir işverenin, Yönetmeliğin 6 ncı maddesine göre (6/1-c) 1 Temmuz 2017 tarihinden sonraki ilk ücret ödemesinde çalışanlarını sisteme dâhil etmesi gerekmekte iken bu yükümlülüğünü yerine getirmediyse en geç 27 Şubat 2019 tarihine kadar çalışanlarını sisteme dâhil etmesi gerekmektedir.

Örnek 5- 2017 yılında faaliyete yeni başlayan bir işverenin, Mayıs ayında SGK’ya ilettiği “İşyeri Bildirgesi”nde yer alan “çalıştırılacak sigortalı sayısı”nın 255 olması durumunda, Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin beşinci fıkrası gereği, bu işveren, en geç müteakip takvim yılı başı olan 01 Ocak 2018 tarihine kadar tercih ettiği bir tarihte çalışanlarını sisteme dâhil etmelidir. Bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenlerin en geç 27 Şubat 2019 tarihine kadar çalışanlarını sisteme dâhil etmesi gerekmektedir.

Örnek 6- 2017 ve 2018 yıllarında faaliyette olan bir işverene bağlı çalışan sayısı, yıl içerisinde artış ve azalış göstermesi sebebiyle, bu işverene bağlı çalışanlar, Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde yer alan takvim kapsamında 2017 ve 2018 yıllarında sisteme dâhil olamamıştır. Bu işverenin SGK’ya ilettiği 2018 yılı Aralık ayı Aylık Prim ve Hizmet Belgesi’nde yer alan sigortalı sayısı da 5’in altında olduğundan, 1 Ocak 2019 tarihinde de işveren çalışanlarını sisteme dâhil edemeyecektir. Bu işveren, en geç 1 Ocak 2019 tarihinden sonra “Aylık Prim ve Hizmet Belgesi”nde kendisine bağlı toplam sigortalı sayısını 5’in üzerinde bildirdiği ayı müteakip takvim yılının 1 Ocak gününe kadar tercih ettiği bir tarihte çalışanlarını sisteme dâhil etmelidir.

[24] Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, R.G. 17.12.2016 / 29921, md. 22/B-1.

[25] Yönetmelik, md. 22/C-1.

[26] Yönetmelik, md.22/C-2.

[27] Yönetmelik, md.22/B-3.

[28] Yönetmelik, md.22/D-1.

[29] Çalışanların İşverenleri Aracılığıyla Otomatik Olarak Emeklilik Planına Dâhil Edilmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, R.G. 02.01.2017 / 29936, md.7/1.

[30] Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, R.G. 17.12.2016 / 29921, md. 22/F-6.

[31] Çalışanların İşverenleri Aracılığıyla Otomatik Olarak Emeklilik Planına Dâhil Edilmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, R.G. 02.01.2017 / 29936, md.8/1, md.8/2.

[32] Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, R.G. 17.12.2016 / 29921, md. 22/E-1.

[33] Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu, md.Ek-2/3.

[34] Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, R.G. 17.12.2016 / 29921, md. 22/I-1.

[35] Çalışanların İşverenleri Aracılığıyla Otomatik Olarak Emeklilik Planına Dâhil Edilmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, md.8/C.

[36] Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu, md.Ek-2/4.

[37] Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, R.G. 17.12.2016 / 29921, md. 22/H-1.

[38] Yönetmelik, md. 22/H-2.

[39] Yönetmelik, md. 22/H-3.

[40] Hazine ve Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü, Bireysel Emeklilik Sistemi Hakkında Genelge (2016/39), md.6.

[41] Genelge, md.4.

[42] Genelge, md.5.

[43] Genelge’de PEK “5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 80 inci maddesinde belirlenen prime esas kazancı, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda yer alan emeklilik keseneğine esas aylığı veya 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamında kurulmuş olan sandıkların iştirakçisi olan çalışanlar için bu çalışanların bağlı bulunduğu sandığa, katılım payı, kesenek veya diğer adlar altında ödediği tutarların hesaplanmasına esas kazancı” olarak tanımlanmıştır.

[44] Genelge, md.9.

[45] Genelge, md.3.

[46] Genelge, md.7.

[47] Genelge, md.8.

[48] Okan YAMAN ve Emir MURAT. "Bireysel Emeklilik Sisteminin Denetim ve Muhasebe Yapısı" Mali Çözüm Dergisi, Sayı Mart-Nisan (2012): 58.